• No results found

ingilizceDilBilgisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ingilizceDilBilgisi"

Copied!
360
0
0

Loading.... (view fulltext now)

Full text

(1)

İNGİLİZCE DİLBİLGİSİ

EVREN OKUŞLUĞ-NİLÜFER BOSTAN

(2)

İngilizce Dilbilgisi Kitabı

Copyright

c

2003 by Evren Okuşluğ and Nilüfer Bostan All rights reserved.

No part of this publication may be reproduced, stored in a retrieval system, or transmitted

in any form or by any means, electronic, mechanical, photocopying,recording, otherwise, without the prior written permission of the publisher.

ISBN 869745202050

(3)

In memoriam To my wonderful family,

and to

(4)
(5)

INDEX

1. VERB TO BE 1 1-3

2. VERB TO BE 2 4-6

3. A/ AN ARTICLES 7-8

4. SIMPLE PRESENT TENSE 9-11

5. COUNTABLES AND UNCOUNTABLES 12-15

6. SIMPLE PAST TENSE 16- 20

7. SIMPLE PAST TENSE&SIMPLE PRESENT TENSE 21-22

8. COMPARATIVES AND SUPERLATIVES 23-26

9. FUTURE TENSE 27-29

10. PRESENT PERFECT TENSE 30-33

11. PRESENT CONTINUOUS TENSE 34-36

12. GENERAL TOPICS 1 37-40 13. GENERAL TOPICS 2 41-43 14. GENERAL TOPICS 3 44-47 15. GENERAL TOPICS 4 48-50 16. TRANSLATION METHODS 1 51-55 17. TRANSLATION METHODS 2 56-61 18. TRANSLATION METHODS 3 62-66 19. TRANSLATION METHODS 4 67-70 20. TRANSLATION METHODS 5 71- 76 21. TRANSLATION METHODS 6 77-82 22. TRANSLATION QUESTIONS I 83-108 23. TRANSLATION ANSWERS II 109-121 24. TENSE COMPARISONS 122- 126

25. PAST CONTINUOUS TENSE 127-131

26. ARTICLES II 132- 136

27. GERUNDS&INFINITIVES 137-141

28. PRESENT PERFECT CONTINUOUS TENSE 142- 144

29. PASSIVE VOICE I 145- 147

30. IF CLAUSE I 148-152

31. INDEFINITE PRONOUNS 153-159

32. ADJECTIVES II 160-162

(6)

36. ESSAY WRITING 171-172 37. LETTERS 173-174 38. STATE VERBS 175- 176 39. MODAL VERBS 177- 180 40. TRANSLATION METHODS 7 181-183 41.TRANSLATION METHODS 8 184-188 42. TRANSLATION METHODS 9 189- 199 43. TRANSLATION METHODS 10 200-202 44. TRANSLATION METHODS 11 203- 215 45. TRANSLATION QUESTIONS II 216- 227 46. TRANSLATION ANSWERS II 228- 233

47. TENSES & PASSIVE VOICE CHART 234

48. FUTURE TENSES 235- 237

49. GENERAL STRUCTURES I 237- 242

50. GENERAL STRUCTURES II 242- 247

51. INDIRECT SPEECH 248- 253

52. IF CONDITIONAL II 254- 257

53. IF CONDITIONAL MIXED TYPE 257- 258

54. IF CONDITIONAL OMITTING IF 259- 260 55. CONJUNCTIONS 261- 271 56. MIXED EXERCISES 272- 280 57. PASSIVE VOICE II 281- 283 58. PASSIVE INFINITIVE 284- 289 59. WISH CLAUSE 290- 293 60. GERUNDS& INFINITIVES II 294- 296 61. RELATIVE CLAUSE 297- 301 62. PARTICIPLES 302- 306 63. NOUN CLAUSE 307- 311 64. SUBJUNCTIVES 312- 314 65. VERBS OF PERCEPTIVE 315- 316 66. ADJECTIVE COMPLEMENTS 317- 320

67. COUNTABLES & UNCOUNTABLES 321- 324

68. IRREGULAR VERBS 325- 330

69. IDIOMS 331-339

(7)

Değerli Öğrencilerimiz,

Bugüne kadar Türkiye'de İngilizce öğretimine Daylight olarak VCD setlerimiz ile katkıda bulunmaya çalıştık. Bu kitapla birlikte Daylight'ın yazılı dökümanda da kalitesini sizinle buluşturuyoruz. Kitabımızda İngilizce öğretmeye dair en kısa, en sade, en verimli bilgileri çeviri metoduyla biraraya toplayarak, kafanız karışmadan DVD desteğiyle İngilizce öğretmeninizi canlı sınıf ortamında yanınızda hissederek kolay bir öğrenme zemini hazırladık.

Kitabımızda başlangıç konularından başlayarak, adım adım İngilizce öğrenme tekniklerini öğrenciye aktarma yollarını düşünerek sade bir metod kullandık. DVD lerinizi izledikten sonra, kitaptaki konuları anlamanız daha kolay olacaktır. Sizlere

tavsiyem önce DVD leri seyretmeniz sonra tekrar kitap eşliğinde ve yazarak dersleri takip etmenizdir. Kitapta bulunan çeviri alıştırmaları öğrendiğiniz konuları pekiştirmek ve

uygulamak açısından çok önemlidir.

Bu kitap hazırlanırken içerisindeki metodun öğrenciler üzerindeki öğretme

yetisini bir çok öğrenciye sunarak performans değerlendirmesi yaptık. Takdir edersiniz ki; öğrenciler üstüne düşen çalışma vazifesini yerine getirmesi durumunda her türlü kaynak öğrenciye fayda getirir. Bizler de burada öğrenciye kolay ve anlaşılır bir dille ulaşmaya çalışarak üzerimize düşen “ öğretme” vazifesini yerine getirdik.

Bu kaynak, öğretmen anlatımlı olması özelliğiyle siz ve sizden sonra gelecek kuşaklar için saklanmaya ve kullanılmaya değer bir yapıt olarak kütüphanenizde

bulunacaktır. Bu kitabın içerisindeki konu örnekleri çok özenle seçilmiş, öğrenciye kendi

ana dili üzerinden İngilizce öğretme tekniğiyle, eşşiz bir metod kullanılarak

donatılmıştır.

Unutmayınız ki; yeni bir yabancı dil öğrenmek isteyen her insan muhakkak kendi ana dilinin özelliklerini bilmek zorundadır. Bu bilgiden hareket ile, kitabımız içerisindeki bilgileri kendi dilinizde yorumlayarak çalışmanız, İngilizce öğrenme sürecinize bir hız katacaktır. Bu söylemdeki kasıt; kendi ana dilinizle başka bir yabancı dili karşılaştırmak değil; bütünsel bir bakış açısıyla diller arasında geçişi sağlayarak bir dil armonisi yaratmaktır.

Sevgili Öğrencilerimiz ! Biz Evren OKUŞLUĞ ve Nilüfer Bostan olarak her zaman İngilizce öğretiminde farklı bakışlar geliştirerek toplumuma İngilizce eğtimi konusunda kaliteli, öğrenilebilir ve düzeyli katkılar sağlamaya çalıştım. Bugüne kadar ortaya çıkardığımız yabancı dil eğitim ürünleri yelpazesine bir yenisini daha ekledim. Diğer eğitim

ürünlerimize göstermiş olduğunuz yoğun ilgiden dolayı sizlere teşekkür eder ve çalışmalarınızda başarılar dilerim.

Bu kitabımın yazım aşamasında bana yardımcı olan İngilizce Yayın Koordinatörlüğü'müze ve bana vermiş olduğu manevi desteğinden dolayı sevgili kızım Tuana Sim OKUŞLUĞ'a

katkılarından dolayı teşekkür ederim.

(8)
(9)

VERB TO BE ( OLMAK FİİLİ)

Verb To Be: Olmak fiili ( am/is/are/) diye adlandırdığımız yapılardan oluşan gruptur. İngilizce'nin

temel taşını bu ana başlık oluşturmaktadır.

(Her işin başlangıcına ne kadar iyi başlarsak o iş o kadar başarıyla sonuçlanır. Bu konuyu ne kadar iyi öğrenirsek o kadar iyidir çünkü İngilizce'nin temel taşıdır.)

Verb to be “no action” a yani “hareketsizlik”e konu olmuştur.

Fiilin ( eylemin, hareketin) olmadığı ancak durumun gösterildiği bir yapıdır. Verb to be konusunda “statement” yani “durum” söz konusudur.

Bizim durumu “haraketsizlik”i belirteceğimiz her yapıda “am- is- are” olmak zorundadır.Olumlu-olumsuz-soru her cümlede “am- is- are” yapısı olmak zorundadır. “Am- is- are” kalıplarının yükünü yüklenecek olan ise kişilerdir yani öznelere ihtiyacımız vardır ve İngilizce'de özneye “subject” denir.

“Verb to be” dediğimiz bölüm öznenin hemen arkasından kullanılmak zorundadır; öznenin ne durumda olduğunu, tekilliğini, çoğulluğunu, soru mu olduğunu böylece anlayabiliriz.

“Subject” olarak adlandırılan özneler ise “I, he, she, it, we, you they” dir. “am- is- are” geniş zamandan başka bir zaman teriminde kullanılamaz. Bu yapılar geniş zamana ait yapılardır.

Geniş zamanı ve hareketsizliği veren bir cümle kurulacaksa kullanılması gereken yapılar öznenin tekilliğine ve çoğulluğuna göre “am- is- are” dan birisidir.

Subject Verb to be I - ben - am He - o (man) She - o (woman) - is It - o (objects animals) They - onlar

You - siz, sen - are We - biz

Subject ( Özne) + am/is/are + object (nesne) + place (yer) + time (zaman)

Tekil özne +geniş zaman + no action = is I + geniş zaman + no action = am Çoğul özne + geniş zaman + no action = are

Bu sene İstanbul oldukca soğuk.

İstanbul is rather cold this year.

(Cümlemizi İngilizce'ye çevirirken esas aldıgımız noktalar öznenin bulunması ve ona uygun olan yardımcı fiilin yani “am is are” yardımcı fiiilerinin getirilmesidir. Öznemizi

(10)

gösterir ve öznemizi yazdıktan sonra onun tekilliğine ve çoğulluğuna göre “am is are” dan birini kullanırız.

(Bu cümlemizde uygun olan “is” yardımcı fiilidir devamında ise nesne, yer ve zaman üçlüsü varsa sırasıyla gelir.)

Bu kız okulumuzun en iyisi.

• That girl is our school’s best.

(Bu kız diyerek bir işarette bulunulduğu için bir işaret sıfatı olan “that” kullandık ve bir kızdan bahsedildiği için cümlemiz tekil olduğundan “is” yardımcı fiilini kullandık ve cümlemizde aitlik “-nın” “-nun” ekini verebilmek için ise “ ‘s ” kullanılmıştır.)

Sahip olduğumuz öznelerin yanı sıra İngilizce'de özneleri sahip olduğu yani aitliği gösteren öznelerden türemiş olan yapılar da vardır. Özneler sadece kişinin kendisini gösterirken bu yapılar öznenin sahip olduklarının işaretçisidirler.Bu ifadeler İngilizce'de “possesive

adjectives” diye adlandırılırlar.

Subject: Possesive Adjectives: I my : benim He his : onun (man) She her : onun (woman) It it : onun (objects) They their: onların

You your : senin , sizin We our : bizim

“Aitlik” bildiren sıfatların özneyi bulmak adına tekilliği-çogulluğu kesinlikle önemli değildir. My car: benim arabam diyebilirken;

My cars: benim arabalarım da denebilir.

(Buradan anlayacağımız; aitlik bildiren sıfatların özneler üzerinde tekillik ve çoğulluk açısından etkileri yoktur.)

Onların bahçesi çok geniş.

• Their garden is very wide.

• “their” kelimesinin özne üzerinde hiçbir etkisi yoktur; bu açıktır ki yardımcı fiilimizi “is” olarak kullandık çünkü bu cümlemizde özne olarak “garden” tekil olarak esas alınmıştır. Buradan çıkan sonuç; “their” bakıldığı zaman “ onların” anlamına gelen çoğul bir sıfattır ancak “their” dan sonra gelen “ garden” kelimesi tekil olduğu için özne tekil olarak nitelendirilecektir. Dolayısıyla “ is” yardımcı fiili kullanılır.

Their books are very useful.

• Onların kitapları çok yararlı.

(Bu cümlemizde “their” yine gözümüze çarpıyor ancak yine öznemiz üzerinde etkisi yoktur. Yardımcı fiilimizin “are” olarak kullanılmasının nedeni book(s) öznemizin çoğul olmasıdır.

(11)

• İstanbul’s pavements are rather narrow.

(“-nın” “-nun” ekini verebilmek için İstanbul'dan sonra“ ‘s ” eki kullanılmıştır ve öznemizin İstanbul değil de “İstanbul'un kaldırımları” oluşundan ötürü yardımcı fiil olarak “are” seçilmiştir.

(+) Subject + am is are + object + place + time (.) (-) Subject + am is are+ not + object + place + time (.) (?) Am-Is- Are + subject + object + place + time (?)

(Cümleleri olumsuz yapmak için her zaman “not” olumsuzluk eki getirilmelidir. “not” her zaman kendisinden önce yardımcı fiile ihtiyaç duymaktadır. Her zaman “am is are” dan sonra kullanılır.)

Onun İngilizcesi neredeyse mükemmel.

• Her English is almost perfect.

(“onun” bir aitlik sıfatı olduğu için “her” aitlik sıfatını kullanırız ve öznemiz “ingilizcesi” yani tekil olduğundan “is” kullanırız. “almost” neredeyse manasındadır.)

Onun İngilizcesi mükemmel değil.

Her English is not perfect.

(Yukarıdaki cümlemizden farkı; olumsuz bir cümle olmasıdır ve yapamamız gereken çok basittir; yardımcı fiilimizden sonra olumsuzluk eki olan “not” kullanırız.)

• Onun İngilizcesi mükemmel mi ? • Is her English perfect?

(Yardımcı fiilimizi cümlenin başında kullanmamız bu cümlemizi bir soru cümlesi haline getirmemize yardımcı olmuştur. Tekil bir cümle olduğu için yardımcı fiilimizi “is” olarak kullandık.

(12)

VERB TO BE (2)

Social expressions: Sosyal ifadeler.

Günlük hayatta “am is are” ile kullandığımız kalıpları burada inceleyelim. • What is your name ? ( İsmin ne?)

(Hareketsizliği başa alarak soru yaptık ancak “is” yardımcı fiilinden önce gelen “what” soru kelimesi bir derece daha üstün olduğundan “is” yardımcı fiilinin önüne “what” gelir. Ancak ezberlemek yerine cümlemizin oluşumunu incelemek her zaman daha iyidir çünkü bu İngilizce'yi daha doğru öğrenmek açısından daha yardımcı olacaktır.)

• My name is Hüseyin. ( Benim adım Hüseyin.)

(Yukarıdaki sorumuza cevap olarak verebiliriz. Cümlemiz hareketsiz ve tekil yapıda olduğu için aynı zamanda geniş zamanda bir cümle olduğundan “is” yardımcı fiili kullanılmıştır.)

( hareketsizlik+ geniş zaman+ tekil özne= is) • Where are you from? ( Neredensin?)

( “Where” soru kelimesidir. Arkasından yardımcı fiilimiz gelmiştir ve sorumuzun manası “Sen nerelisin?”dir.)( hareketsizlik+ geniş zaman+ çoğul özne= are)

• I am from Ankara. ( Ben Ankara'danım.)

(Soru “Sen nerelisin?” diye sorulduğundan soru bize yöneltilmiştir ve “ben” öznesiyle cevap veririz ve geniş manada olduğu için cümlemizdeki öznemizde “I” yani “ben” olduğundan “am” yardımcı fiili kullanılır.( hareketsizlik+ geniş zaman+ I= am) • How are you? ( Nasılsın?)

(Hareketsizlik (no action) ve “are” yardımcı fiilinin başında bir soru kelimesi daha vardır. “ How” “Nasıl” sorusu kelimesinin İngilizcedeki karşılığıdır.)

• I am fine, thanks. ( İyiyim, teşekkürler.)

(Soru “Nasılsın?” diye sorulduğundan soru bize yöneltilmiştir ve “Ben” öznesiyle cevap veririz ve geniş manada olduğu için cümlemizdeki öznemizde “I” yani “ben” olduğundan “am” yardımcı fiili kullanılır.)

• How old are you ? ( Kaç yaşındasın?)

(Bu soru tipleri “yes” veya “no” ile cevap veremeyeceğimiz; bizden bilgi isteyen uzun uzun cevaplayacağımız soru çeşitleridir.

• I am 26 years old. ( 26 yaşındayım.)

(Soru “Kaç yaşındasın?” diye sorulduğundan soru bize yöneltilmiştir ve “Ben” öznesiyle cevap veririz ve geniş manada olduğu için cümlemizdeki öznemizde “I” yani “ben” olduğundan “am” yardımcı fiili kullanılır.)

(13)

“Wh?” soru kelimesi dediğimiz soru tipleri cevap olarak “yes” ya da “no” ile

kullanılamazlar ; sorumuz bilgi içeriklidir ve biz bu istenilen bilgiyi vermek zorundayız; gelin bu soru kalıplarını görelim.

What - Ne

Which - Hangi

Where - Nere

When - Ne zaman

Why - Neden, Niçin

Who - Kim

How - Nasıl

Bu soru kelimeleri olmadan sorulan sorulara “yes” ya da “no” kullanarak cevap verilebilir yani sorular “am is are” ile başlıyorsa “yes” ya da “no” ile cevap verilir ve bunlara “yes” “no” soru şekli denir. Ancak “wh?” soru kalıplarında cevap verilirken mutlaka açıklama yani bilgi verilmedir.

Is your hair black? ( Saçların siyah mı?)

• Yes, - Bu soruyu cevaplarken “Yes” cevabı yeterlidir çünkü bu bir “yes” “no” question tipidir. Bizden bilgi istemez.

What is her phone number? ( Onun telefon numarası ne?)

(“What” soru kelimesi ile soru sorulduğu için cevabımızda buna göre bilgi içerikli olacaktır.)

Her phone number is 236 21 34.

(Cevabımızda gördüğünüz gibi açıklama yani bilgi verilmiştir.) • Hangi ev senin evin?

Which home is yours?

(Bu örnekte de görmüş olduğumuz gibi “which” soru kelimemiz hemen arkasından “object” yani “nesne” almıstır ve onun arkasından “is” yardımcı fiilimiz ile normal soru formatında devam etmiştir.

The black one is my home. - “Siyah olan benim evim.” şeklinde cevap verebiliriz.

Is black one your home? Siyah olan mı senin evin ?

Yes, it is. - Görüldüğü gibi “is” ile sorulan soruya “yes” ile cevap verilebilmektedir.

Where is your cat? Senin kedin nerede?

My cat is in the garden. - Bu cevapta kedinin kime ait olduğu belirtilmektedir.

Bahçenin içinde olduğunu göstermek için “-de” “-da” yani “ in ” kullanmak zorundayız. • Is your cat in the garden? Kedin bahçede mi?

Yes, it is. - “yes” “no” question tipine bir örnektir.

(14)

My mother’s birthday is tomorrow. - Özne tekil ve geniş zamanda olduğu için “is”

kullanılmaktadır ve soru kelimemiz de ( when) olduğu için yardımcı fiilimizin önüne gelir. • Is your mother’s birthday tomorrow? Annenin doğum günü yarın mı?

Yes, it is.

Why is he here? O neden burada?

(Cümlemizde öznemiz tekil ve geniş zamanda olduğu için yardımcı fiil olarak “is”

kullanılmıştır ve soru yapılmak istenildiğinden “is” cümlemizin başına gelmiştir ancak “is” yardımcı fiiline ek olarak bir soru kelimemiz daha olduğu için “why” “is” yardımcı fiilinin önüne gelmiştir. Biz İngilizce'de “why” ile yani “neden”in sorulduğu sorulara “because” ile cevap vermeye başlarız.

Because he is our new teacher. - Görüldüğü üzere kuralda da olduğu gibi sorumuza

“because” ile cevap verilmiştir. Çünkü o bizim yeni öğretmenimizdir. • Is he here? ( O burada mı?) “Yes” “No” “question” a örnek vermektedir.

Yes, he is. (Evet o burada.)

Who are they? (Onlar kim?)

(“They” çoğul bir özne olduğundan “are” kullanmak zorundayız soru yapmak adına daha önce ondan daha önemli olan bir soru kelimemiz vardır o da “ who ( kim)” soru

kelimesidir.)

They are my relatives. (Onlar benim akrabalarım.)

(Çoğul ve geniş yapıda bir cevap verilmektedir.)

Are they your relatives? (Onlar senin akrabaların mı?)

• Yes, they are ya da • No, they are not.

How is your Italian? Senin İtalyancan nasıl?

My Italian is not bad. - olumsuzluk olduğundan “not” olumsuzluk ekini kullandık.

Is your Italian bad? Senin İtalyancan kötü mü?

“Yes, it is.” ya da “No, it is not.” şeklinde cevap verebiliriz.

İçinde “Wh?” olan tüm sorulara bir açıklamayla yani bir bilgi vererek cevap vermeliyiz ancak “am is are” ile soru soruluyorsa bu soru tiplerine “yes” ya da “no” şeklinde kısa cevaplar verebiliriz.

(15)

A / an ( Articles)

İkisi de İngilizce'de “bir” manasına gelirler ve kesinlikle “singular” yani “tekil” nesnelerden önce kullanılmak zorundadır. Kimse size Türkçe bir cümlede “bir” demek zorunda değildir. Ancak biz bunu İngilizce'ye çevirirken “nesne” “özne” tekil ise biz bunların önüne “bir”

anlamına gelen “a” veya “an” getirmek zorundayız; çok ufak ama önemli bir ifadedir. İkisi de aynı anlamda olsa da aralarında bir fark vardır ve bu “object” yani “nesne”ye göre

değişmektedir.

Şimdi bunlar arasında ki farkı inceleyelim. A

Bize sunulan ismin ilk harfinin okunuşu “sessiz” ise yani örnek olarak “book” verilmişse biz burada “a book” olarak kullanırız.

“A (b)ook” ilk harf sessiz ise “bir” anlamına gelen “a” takip eder.

Masanın üzerinde bir kitap var.

There is a (b)ook on the table.

An

“İsmimizin” başka bir deyişle “ noun” un baş harfi sesli bir harf şeklinde okunuyorsa bu sefer “an” olarak kullanmaktayız.

An apple

Gördüğümüz gibi “apple” ilk harfi seslidir ve biz bundan dolayı “an” kullanırız. Buradaki nesnelerin ilk harfinin yazılışına göre değil onun teleffazuna göredir. “book” derken “b” harfi hissedilir ancak “apple” da “e” harfi hissedilir.

Şimdi bir örnek yapalım. A university ( yunivörsiti)

Bu örneğimize bakarsak başında ki sesli harften dolayı “a” gelmesi gerekir ancak öyle değildir çünkü okurken “u” sesini vurgulamamaktayız “yu” sesi çıkmaktadır bu yüzden “a” kullanılır.

An hour ( aur)

Bu kelimede ise “h” sesi çıkmaz. Onun yerine “a” sesi çıkardığımız için “an hour” olarak yazılır.

An umbrella

(16)

Şimdi “s” takılarını inceleyelim;

S : “-ler” “-lar” eki yani çoğul yapan “s” takısının kendisidir isimleri ve nesneleri çoğul yapar. ‘S : aitlik bildiren ‘s dir. Tekil bir ismin kime ait olduğunu bildirmek için kullanırız. “-nın” “-nun”

“-nün” ekini verir; aitlik sıfatlarından farklı olarak nesneye gelen bölümdür.

S’: Çoğul bir ismin “-nın” “-nun” “-nün” olarak aitliğinin bildirilmesidir.

Flowers çiçekler

Flower's colour çiçeğin rengi Flowers' colour çiçeklerin rengi

(17)

Simple Present Tense ( Geniş Zaman )

Konumuzu “am,is,are” ( No action )--- Action ( hareket, iş, oluş ) şeklinde inceleyeceğiz.

Simple Present Tense zamanının üç kullanım alanı vardır: • Bilimsel olayları, gerçeklikleri ifade eder.

• Günlük hayatımızda yaşadığımız olayları ifade eder.

• Sürekli yapılan ve alışkanlık haline getirdiğimiz eylemleri anlatırken kullanırız.

Bu özelikleri belirtebilmemiz için bir fiile ihtiyaç duyulur. İhtiyaç duyulan bu fiil “simple present tense” in hareketliliğini gösterir. Alışkanlıkları, bilimsel olay ve gerçeklikleri, günlük yaşantımızı bu fiil ile anlatırız.

Example:

The sun (rises) in the East: Güneş doğudan doğar. --> Bilimsel gerçeklik V1

Water (boils) at 100C: Su yüz derecede kaynar. --> Bilimsel gerçeklik V1

I (drink) some wine every day. = Her gün biraz şarap içerim.  Günlük yapmış olduğumuz iş V1

My father always (go)es to work early.= Babam her zaman işe erken gider.-> Günlük işler V1

My mother always (go)es shopping.= Benim annem her zaman alışverişe gider.-> Alışkanlık V1

I (like) driving fast= Hızlı araba kullanmayı seviyorum-> Alışkanlık V1

Not: “like” fiilinden sonra bir fiil daha varsa bu takip eden fiil “–ing” ekini alır “ V+ing( fiil+ing)”.

(+) plural, olumlu cümle:

Olumlu cümlede ; cümlemizin başında özne( subject ) buna takiben öznenin tekilliğine veya çoğulluğuna göre fiilimiz;daha sonra ise “object” gelir. Fiilimiz tekil ve sessiz harf ile bitiyorsa hemen sonuna (-s) takısı sesli harf ile bitiyorsa (-es) takısı alır.

Subject V(s),(es) Singular go(es) Plural go

(18)

(-) negative, olumsuz cümle:

Cümlemizin başında yine öznemizi kullanırız; arkasından öznemizin tekil veya çoğulluğuna göre “does” ya da “do” yardımcı fiilimizi kullanırız. Tekil öznelerde “does”, çoğul özne var ise “do” yardımcı fiilini kullanırız. Her zaman olduğu gibi cümlemizi olumsuz hale getirmek için “not” olumsuzluk eki kullanılır. Daha sonra ana fiilimizi kullanırız.

Subject + does not ( doesn’t ) + V1 = singular Subject +do not ( don’t ) + V1 = plural

(?) Question, soru cümlesi:

Bu cümle şeklinde yardımcı fiil cümlenin başında kullanarak soru cümlesi yaparız. “Do” ve “Does” yardımcı fiillerinden sonra “Subject” gelir. “Subject” öznenin tekil ve çoğul oluşu yine hangi yardımcı fiili kullanacağımız açısından önemlidir.

Do (çoğul)

 subject + V1 + object Does (tekil)

Frequency Adverbs ( Sıklık Bildiren Zaman Zarfları):

Bunlar geniş zamanda kullandığımız zarflardır. İki şekilde kullanılırlar. Cümlenin başında ve cümlenin sonunda olabilirler.

Always, usually, often , sometimes, never geniş zamana ait terimlerdir. Always : Her zaman

Usually : Genellikle Often : Sık sık Sometimes: Bazen Never: Asla ve Hiç

Sıklık bildiren zaman terimleri her zaman fiilerin bir öncesinde kullanılır.

(+) Subject + always + V1 + Object

(-) Subject + don’t / doesn’t + always + V1+ object (?) Do / Does + Subject + always + object

Every:

“her” anlamında cümlenin sonunda kullanılır. Arkasına week, weekend, day gibi zaman terimleri kullanılır.

Every day, every week, every weekend…

(+) Subject + V / Vs + object + every

(-) Subject + do / does not + V1 + object + every (?) Do/ Does + Subject + V1 + Object + every

(19)

Never:

“Hiç” ve “asla” anlamında kullanılır. Kullanıldığı cümleye olumsuzluk anlamı katar, “never” zaman teriminin kullanıldığı cümlelerde “not” olumsuzluk ekine gerek yoktur.

I never smoke = Ben asla sigara içmem.

“like( sevmek)” ve “love( çok sevmek)” fiilinden sonra gelen fiil “-ing” ekini alır. “Want( istemek)” fiilinden sonra ise “to” ve ardından fiil gelir.

ÖRNEKLER

● O bazen tenis oynar:

She sometimes plays tenis (+)

● Kız kardeşim benim odamı temizlemeyi sevmez. My sister does not like cleaning my room (-) ● Senin annen bankada mı çalışıyor?

Does your mother work in a bank (?)

● Ben genellikle büyükannemi ziyaret etmem I don't usually visit my grandmother.

● Amcam her hafta benim için biraz meyve getirir. My uncle brings some fruit for me every week. ● Her gün futbol oynamak istiyorum.

I want to play football every day.

● Benim babam her haftasonu koşmak ister. My father wants to run every weekend. ● Benim kızkardeşim koşmayı sever.

My sister likes running.

● Ben her gün ders çalışmak istemiyorum. I don't want to study every day.

(20)

COUNTABLE AND UNCOUNTABLE NOUNS ( SAYILABİLEN ve SAYILAMAYAN İSİMLER)

Count ve uncount farkını görebilmek için hakkında bahsettiğimiz nesneye “bir” sayısını eklemeliyiz eğer belirttiğimiz isim “1” sayısına karşılık verebiliyorsa o “count noun( sayılabilen isim)”dir eğer karşılık veremezse “uncount noun( sayılamayan isim)” dir.

“Bir yoğurt” diyemeyiz çünkü “yoğurt”u sayamayız veya “bir şeker” ifadesi anlamsız kalır. “Bir kutu yoğurt” veya “bir paket şeker” dersek bu sefer “bir” anlamını yüklemiş oluruz ancak “Count” olabilmesi için “kutu”ya ya da “paket”e konulmadan sayılabilmesi esastır. Sayılamayan her şey “uncount” tur.

UNCOUNT NOUNS:

water ( su)

tea (çay) İngilizce'de sıvı nesneler sayılamaz. coffee(kahve) şeker(sugar) salt( tuz) air( hava) bread( ekmek ) money(para) sand(kum) sheep(koyun)

Yine bu kelimelerimizde sayılamayan nesneler gurubundadır. Parayı sayarken paranın miktarını değil değerini saydığımız için “uncount noun” grubundadır. Çünkü “bir para” “iki para” gibi bir şey yoktur. Ancak “Bir Lira” “İki Lira” gibi paranın değerini bildiren ifadeler kullanabiliriz.

Sayılamayan nesnelerin takibi önemlidir. Şimdi bunu nasıl yapacağımızı öğreneceğiz. Yukarıda da gördüğünüz gibi yazmış olduğumuz kelimelerin tamamı “singular” yani “tekil” yapıdadırlar ve kendilerini çoğul yapma şansları yoktur ve bu kelimeler klasik “çoğul” yapma yöntemi olan “-s” takısı ekleme durumunun dışındadır.

Waters= kullanımı yanlıştır. Sugars= kullanımı yanlıştır.

Uncount nesnelerde sonlarına “-s” takısı getirip çoğul yapamayız. Bu nesneleri “tekil” olarak gördügümüz için “a / an” dediğimiz ifadeleri alamıyorlar yani “a water” ya da “a sugar” gibi ifadeleri de kullanamayız. Sayılamayan isimler ancak bir kabın kütlenin içine girdiklerinde

sayılabilir hal alırlar.

a cup of coffee ( bir fincan kahve) 2 bottles of milk ( 2 şişe süt) 5 glasses of water ( 5 bardak su)

“a table”, “two tables” “count” yani sayılabilen nesnelerdir hem tekil hem de çoğul hale kolaylıkla çevirilebilir. Ama “uncount nesneler”de bu kural uygulanamamaktadır.

(21)

Uncount : singular no “s” no “a, an” Count : singular, plural “a” , “s”

“some”, “any”, “much”, “many” miktar bildiren sıfatlar “var” anlamına gelen tekil ve çoğul olmak üzere iki şekli olan “there is/ there are....” yapılarıyla kullanılır.

There is …… / There are……. a, an (singular) -s (plural)

some

“biraz” (+) ya da “birkaç” anlamına gelir. Olumlu cümlede hem sayılan hem sayılamayan isimlerle (count ve uncount) kullanılır.

“Count noun” ile (are) kullanırız; “uncount noun” ile (is) kullanırız (+)There is some water in the bottle.

(+) water= uncount, singular ve bu yapıları “a, an” ile belirtemediğimiz için “some” yapısını kullanırız.

(+)There are two letter(s) on the table.

Her cümlede çoğul olduğu için “some” kullanmak zorunda değiliz. Rakamla da miktar bildirebiliriz.

(+)There are some letter(s) on the table.

Yine çoğul olduğunu görüyoruz ancak bu sefer belirli bir sayı elimizde yok ancak yine çoğul olduğunu biliyoruz. Nesnelerin tekilliğini ve çoğulluğunu mutlaka belirtmeliyiz.

(+)There is some coffee in the kitchen.

“coffee” tekil ve uncount bir nesnedir ve bunun takibini “some” ile yapmak zorundayız çünkü ne (a, an) kullanabiliyoruz ne de (-s) kullanabiliriz.

(+)There are some apples in the kitchen.

Cümlemiz olumludur. “Apples” sayılabilen çoğul isim ancak sayı vermediğimiz için “birkaç elma” anlamını vermek için yine “some” kullandık.

any

“hiç” anlamındadır hem count( sayılabilen) hem uncount( sayılamayan) isimlerler ile kullanılır. Kullanılabildiği cümleler olumsuz ve soru cümlelerdir. Olumlu cümlelerde kesinlikle

kullanılamaz.

(+)There is some fruit.

“fruit” singular, uncount bir isim ve “some” ile birlikte biraz meyve mantığı oluşturuldu ve şimdi bu cümlemizi olumsuz hale getirmeye çalışalım. Ve hiç meyve yok yazalım.

(-)There is not any fruit.

(22)

(?)Is there any fruit?--> Hiç meyve var mı?

Cümlemiz soru cümlesi olduğundan “any” kullanmak zorundayız. Şimdi “any” kelimesini sayılabilen isim ile kullanmayı deneyelim. (+) There are some problems

here.-Olumlu bir cümledir; Çoğul olan nesnemiz “-s” takısını almış ve bunu belirtmek için “some” yapısı kullanılmıştır.

(-) There aren’t any problems here.

Burada “any” kelimesini sayılabilen çoğul bir nesne ile kullanmış durumdayız. (?) Are there any problems here?

“any” hem sayılan hem sayılamayan ve hem soru hem olumsuz cümlelerde kullanılır burada da açıkça görmekteyiz.

much

“çok fazla” anlamındadır; Ya olumsuz ya da soru cümlelerinde kullanılır. “much” sadece sayılamayan yani “uncount” isimlerle kullanılmak zorundadır. “uncount” olmasından dolayı“singular” olmak zorundadır.

(?) How much ice cream is there?

“is” yardımcı fiili kullanılmıştır çünkü “ice cream” “sayılamayan tekil bir isim”dir ve aynı zamanda “uncount” ve “soru” olduğu için “much” kullanmak zorunda kalırız.

(+) There is some ice cream. ( Biraz dondurma var.) (-) There is not any ice cream. ( Hiç dondurma yok.) (-) There is not much ice cream. ( Fazla dondurma yok.)

many

“çok fazla” anlamına gelir ve “many” “negative” ve “question” yani “soru” ve “olumsuz cümleler”de kullanılır ve “sayılan isimler” ile kullanılır. Soruda “kaç tane” anlamına gelir ve olumsuzda “fazla yok” anlamına gelir ancak “hiç yok” demek değildir.

(?) How many pencils are there?

“Pencils” çoğul sayılabilen isim ve soru cümlesi olduğu için “many” kullanmayı tercih ederiz.

(+) There are some pencils.--> Birkaç kalem var. (+) There are two pencils.- İki tane kalem var. (-) There aren’t any pencils.--> Hiç kalem yok .

(Çoğul ve olumsuz sayılabilen cümlede “any” kullanılır.) (-) There aren’t many pencils. Kalem var ama fazla değil. (Olumsuz, çoğul sayılabilen olduğu için “many” kullanılır.)

(23)

Some : Olumlu cümle kalıbı Would you like…..?

(+), count ve uncount Can I have……….? “Arz - talep” durumunda soruda “some” kullanılır.

Would you like some tea? Can I have some tea?

* Soru cümlesi olmasına rağmen rica ya da teklif kalıbı olduğu için mecbur olarak “

some” kullanırız. Any:

“Hiç” anlamına gelir. (-) ve (?) cümlelerinde kullanılır ve count ve uncount isim alır.

Much:

“Çok fazla” anlamına gelir. (-) ve (?) cümlelerinde uncount isimler ile kullanılır. Olumsuzda “çok fazla değil” anlamında kullanılır. Soru cümlelerinde ise “ne kadar” anlamında kullanlır.

Many:

“çok fazla” anlamına gelir. (-) ve (?) cümlelerinde “count isim” ile kullanılır. Olumsuz cümlelerde “çok fazla değil” anlamında kullanılır. Soru cümlelerinde ise “kaç tane” demektir.

There is : singular yani tekil isimler ile kullanılır. There are: plural yani çoğul isimler ile kullanılır.

Gösterme sıfatları

this/that/these/those

This

“bu” anlamındadır. Bahsedilen isim “yakın” ve “tekil” olmalıdır. This house is very big.--> Bu ev çok büyük.

That

“şu” anlamındadır. Bahsedilen isim “tekil” ve “uzak”tadır. That house is very big:  Şu ev çok büyük.

These

(24)

Those

“şunlar” anlamındadır.Bahsedilen isim “yakın” ve “uzak” olmalıdır. Those are my close friends : Şunlar benim yakın arkadaşlarım.

SIMPLE PAST TENSE ( GEÇMİŞ ZAMAN)

Bu tense kapsamında şunları göreceğiz; can, could, was, were, did, V2.

Can:

Simple Present Tense'de bulunan “–e bilmek” anlamına gelir; sahip olduğumuz yetenekleri gösterir.

Could:

Simple Past Tense'e ait “– e bilmek” anlamına gelen yapıdır. Geçmişte elimizden gelen yapabildiğimiz aktiviteleri gösterir.

Was:

Geçmiş zamanda “no action ( hareketsizlik)” i gösteren yani tekilliği ve hareketsizliği gösteren

yardımcı fiildir.

Were:

Geçmiş zamanda yine “no action” yani hareketsizliği gösterir ama çoğul öznelerle kullanılır.

Did:

Geçmiş zamanda “action” yani “fiil” cümlelerinde, kesinlikle soru veya olumsuz cümlelerde kullanılır.

V2:

Geçmiş zamanda “action” yani “fiil” cümlelerinde ve kesinlikle olumlu cümlelerde kullanılır. Hem tekil yapılmaya hem çoğul yapılmaya açıktır.

Şimdi geçmişten beri gördüklerimize bir bakalım;

Am : Geniş zamanda “no action” yani hareketsizliği gösterir ve yalnızca I öznesi için kullanılır. Is : Geniş zamanda hareketsizliği gösterir ve He, She, It özneleri ile kullanılır.

Are : Geniş zamanda hareketsizlik gösterir ve çoğul öznelerle kullanılır.

Do : Geniş zamanda kesinlikle soru ve olumsuz cümlelerde çoğul özne ile kullanılır. Does: Geniş zamanda kesinlikle soru ve olumsuz cümlelerde tekil özne ile kullanılır. V(s) : Geniş zamanda tekil öznelerle kullanılan olumlu fiilin sonuna “s” takısı

getirilerek yapılır.

Can:

Simple Present Tense yani geniş zamandadır ve “-e bilmek” anlamını verir. Tekil ve çoğul özne ile kullanılır ve hiçbir zaman tek başına kullanılmaz

her zaman bir fiile ihtiyaç duyar. Eğer olumsuz hale getirmek istiyorsak “can” den sonra “not” olumsuzluk ekini eklemeliyiz. Soru cümlesinde ise “Can” yapısını cümlenin başına

(25)

(+) Subject + Can + V1 (-) Subject + Can not + V1 (?) Can + Subject + V1 ?

I can cook. -> Ben yemek pişirebilirim.

She can’t play the piano.  O piyano çalamaz.

Modal olarak adlandırdığımız “can” yardımcı fiil durumunda “not” ekini de alarak cümlemizi olumsuz hale getirmiştir.

Can you speak English?  İngilizce konuşabilirmisin?

“can” yapısını cümle başına alarak soru yapabiliriz.

Could:

“-e bilmek” anlamında geçmiş zamandadır yani Simple Past Tense söz konusudur. Olumlu cümlede yine özneden sonra kullanılır ve arkasından “V1” “ fiil ” gelir.

“Can” de olduğu gibi yardımcı fiil durumdadır; fiilsiz kullanılamaz.

Eğer olumsuz cümle yapmak istiyorsak “Could” yardımcı fiilimiz hemen arkasından

olumsuzluk eki olan “not” alır. Soru yapmak istiyorsak “Could” yapısı cümlenin başına getirilir.

(+) Subject + Could + V1 (-) Subject + Could + not + V1 (?) Could + Subject + V1 ?

I could swim. -> Ben yüzebilirdim.

Geçmişte yapabildiğimiz “could” dan sonra fiilin birinci hali gelir. My father could not drive. -> Babam araba kullanamazdı.

Could they learn German?  Onlar Almanca öğrenebildi mi?

“Could” yapısı cümle başına alınarak soru yapılılır.

I could swim when I was seven.-> Ben 7 yaşındayken yüzebiliyordum.

Burada unutmamamız gereken “When” kelimesi “ne zaman sorusu”nu sorma durumunda değildir. Burada “when” “iken” anlamındadır.

She could cook when she was just twelve.-> O sadece 12 yaşındayken yemek pişirebiliyordu. We could dance when we were at primary school.--> Biz ilk okuldayken dans edebiliyorduk.

(26)

Şimdi geniş zaman ve geçmiş zamana örnekler vererek ayrı ayrı iki zamanımız içinde hareketlilikleri ve hareketsizlikleri görelim.

Ama daha önce zaman çizelgesinde Simple Past Tense' in yerini görelim. Present tense

Simple Past______________________________________________Future (gelecek zaman) Action ( V2)

No action ( was/ were)

Simple Past Tense( Geçmiş Zaman) da olay bitmiştir. Geçmiş zaman adından anlaşıldığı gibi

geçmişte olmuş olayları bize anlatır. Fiilin 2. hali kullanılır.

Simple Present Tense (Geniş Zaman) da ise her zaman yaptığımız fiiller anlatılır. Fiil özneye göre “V1” ya da “Ves” şeklinde kullanılır.

REVIEW ( KONU TEKRARI) SIMPLE PRESENT TENSE Am - I am ill.

* “am” yardımcı fiilini gördüğümüz cümlelerde “no action” ve “present” söz konusudur.

Is - She is a teacher.

*”is” yardımcı fiilini gördüğümüzde “no action” ve “tekil özne” olduğunu biliriz.

Are - They are my new cars.

* “are” yardımcı fiilini gördüğümüzde öznemizin “çoğul” olduğunu ve “present” olduğunu biliriz.

Do- We don’t like animals.

* “don't” cümleyi “geniş zaman”da “olumsuz” yapar ve cümlede “hareket” vardır.

Do -Do you study English?

* “Do” başa gelerek geniş zamanda “soru - fiil” ile birlikte kullanılır.

Does - She does not eat meat.

* “geniş zaman”da “olumsuz” ve “soru”da, “tekil”, “V1” ile kullanılır.

Does -Does she speak Spanish?

* “Does” cümle başına geldiğinde “geniş zaman”da soru olur.

V1- We sing well.

(27)

V(s)- She sings well.

* “geniş zaman”da “tekil fiil” “-s” takısını gerektirdi.

Can- My girl friend can play tenis well.

* “-e bilmek” söz konusudur; geniş zamandadır.

SIMPLE PAST TENSE

Was- I was ill. ( Ben hastaydım.)

* “was” “am” yardımcı fiilin past halidir; anlam “present”tan “past”a kayar. Was- She was a teacher. ( O öğretmendi.)

* “is” yerine de “was” kullanılır; anlam “geçmiş”e kayar. Were- They were my cars. ( Onlar benim arabalarımdı.)

* “were” ise “are” yardımcı fiilinin “past ( geçmiş) ” hale gelmiş şeklidir.

Did not- We didn’t like the animals in the zoo. ( Hayvanat bahçesindeki hayvanları

beğenmedik.)

* Sadece “did” yardımcı fiilinin yanına “ not “ gelir; fiil yine “V1” halinde kalır. Did -Did you study English? ( Sen İngilizce çalıştın mı?)

* “Did” başa gelerek soru haline geldi, “V1” olarak kullandı. Did not- She did not eat meat. ( O et yemedi.)

* “does” aynı “do” gibi “did” olarak aynı kurallar çerçevesinde çevrilir.

“Did” yapısında “tekil” ve “çoğul” ayrımı yoktur.

Did - Did she speak Spanish? ( İspanyolca konuştu mu?) * “does” yine “did” olarak karşımıza çıkmaktadır.

V2- We sang well. ( Biz iyi şarkı söyledik.)

* “sing” fiilimiz geçmiş zamana döndürüldügünde 2. hali kullanılmıştır. V2 - She sang well. ( O iyi şarkı söyledi.)

(28)

Could- My girl friend could play tennis well. ( Benim kız arkadaşım iyi tenis oynayabilirdi.) * “can” ikinci hali olan “could” durumuna gelmiştir. Fiil birinci halinde kalır.

Time expressions;

Last: geçen;

last year, last week, last Monday, last weekend Ago: önce;

2 years ago, four months ago, three days ago Yesterday: dün;

yesterday morning, yesterday afternoon, yesterday evening

-She was here two days ago. ( İki gün önce buradaydı.)

* Tekil şahıs geçmiş zaman ile birlikte “was” kullanılır.

-They were my good friends a few years ago. ( Birkaç sene önce onlar benim iyi

arkadaşımdı.)

* Geçmiş zaman, çoğul özne ve hareketsiz fiil ile birlikte “ were” kullanılır.

-I did not see him yesterday. ( O dün görmedim.)

* Geçmiş zamanda olumsuz ve “did not ” ile birlikte “V1” kullanılır.

-Did she come to school last week? ( Geçen hafta o okula geldi mi?) * Soru şeklinde “did” cümle başına gelir.

-She cooked for her husband last weekend. ( O eşi için geçen hafta sonu yemek pişirdi.) * Geçmiş zamanda bir hareket vardır; fiilin 2. hali kullanılır.

(29)

SIMPLE PAST TENSE & SIMPLE PRESENT TENSE

Daha önceki konularımız olan Simple Present Tense ve Simple Past Tense 'de görmüş olduğumuz kuralları şimdi uygulamalı olarak görelim.

-Kız kardeşimin sınav sonuçları oldukça kötü. -My sister’s exam results are quite bad.

* present tense, olumlu, çoğul cümle ile birlikte “ are” kullanılır. - O benim duygularımı anlayamadı.

- She couldn’t understand my emotions.

* past tense, olumsuz, tekil cümle ile birlikte “ could not” kullanılır. - Dün gece nerede kaldın?

- Where did you stay last night?

* past tense, soru , hareketli olumlu cümle ile birlikte “did+ Subj+V1” kullanılır.

-Onlar final sınavı için hazır değildi.

- They were not ready for the final exam.

* past tense, olumsuz cümle, hareketsizlik, plural ile birlikte “ were not” kullanılır.

-Büyük babamın şüpheleri doğru değildi.

-My grandfather’s suspects were not true.

* hareketsiz, geçmiş zaman, çoğul, olumsuz cümle ile birlikte “ were not” kullanılır. -Niçin beni partiye davet etmedi?

-Why did not he invite me to the party?

* past tense , olumsuz ve soru, tekil cümle ile birlikte “ did not V1” kullanılır.

-Senin problemlerini sonsuza kadar dinleyemem.

-I can not listen to your problems forever.

* “I” öznesi, “-e bilmek” durumu ve olumsuz cümle ile birlikte “ can not V1” kullanılır.

-Büyük annem kediler ile yaşar.

(30)

-Babam dün evde kalmak istedi.

-My father wanted to stay at home yesterday.

* past tense, hareketli, tekil şahıslı olumlu cümle ile birlikte V2 kullanılır.

-Onunla konuştum,fakat sözlerim onun için önemli değildi.

-I spoke to him but my words weren’t important for him.

* Burada iki cümlemiz vardır. Birinci cümlemizde hareket bildiren “I” öznesi ile birlikte“V2” kullanılır; diğerinde ise “hareketsiz” “çoğul özne”li cümlemizdir ve “ were” kullanılır.

-Onun niçin dün sabah işte değildi?

-Why was not she at work yesterday morning?

* geçmiş zaman olumsuz, soru ve tekil cümle ile birlikte “ was not ” kullanılır.

-Senin karın olmak istemiyorum.

-I don’t want to be your wife.

* geniş zamanda olumsuz fiilli bir cümle ile birlikte “ don't V1” kullanılır.

-Arkadaşım her zaman doğru söyler.

-My friend tells the truth everytime.

* geniş zaman, tekil bir özne ve hareketli bir fiil ile birlikte “ Ves” kullanılır.

-Geçen yıl tatilimiz eğlenceli değildi.

-Our holiday wasn’t funny last year.

* geçmiş zaman, olumsuz ve tekil cümlemiz ile birlikte “ was not ” kullanılır.

-Bu senenin borsa oranları çok düşük.

-This year’s stock exchange are very low.

(31)

COMPARATIVES& SUPERLATIVES

Comparatives and Superlatives :

“daha” ve “en” manalarına gelirler. “Daha” ve “en” kelimeleri her türlü sıfatlarla kullanılabilir. Biz bu iki kavramı bu bölümde “Adjectives” yani “sıfatlar” ile değerlendireceğiz. “Comparative” ve “Superlative” konusunu anlamak için “Adjectives” konusuna biraz göz atalım.

Adjectives: Sıfatlar;

Bu sıfatları göstermekteki amacımız bu sıfatlardan “daha” ve “en” li cümleler yapmaktır.

Fast : hızlı Slow: yavaş Big : büyük Small : küçük Noisy: gürültülü Important: önemli Expensive: pahalı Good: iyi

A. Adjective with one syllable

“Tek heceli sıfatlar grubu” nda “daha” anlamı katmak için “– er” eki kullanılır. “en” anlamı verebilmek için ise “ the__ est” eki kullanılır.

fast , slow, big, hot, small, large...

comparative________________superlative

faster( daha hızlı) the fastest ( en hızlı)

slower ( daha yavaş) the slowest ( en yavaş) bigger ( daha büyük) the biggest ( en büyük) hotter ( daha sıcak) the hottest ( en sıcak) smaller ( daha küçük) the smallest ( en küçük) larger ( daha geniş) the largest ( en geniş)

● Ferrari is faster than Fiat. Ferrari Fiattan daha hızlıdır. ● Fiat is slower than Ferrari.

(32)

B. Adjectives ending in “-y”

Son harfi “-y” ile biten sıfatlarda “daha” anlamı katmak için “-y” harfi kaldırılır. “Superlative” yapmak için “ -y” kaldırılır ve “-iest” eki eklenir.

Noisy, dirty, easy ...

Comparatives_______________Superlative

noisier ( daha sesli) the noisiest ( en gürültülü) dirtier (daha kirli) the dirtiest ( en kirli)

easier ( daha kolay) the easiest ( en kolay) ● İstanbul is noisier than İzmir.

İstanbul İzmir'den daha gürültülüdür. ● My room is the dirtiest one.

Benim odam en kirlidir.

C. Adjectives with two or more syllables

İki veya daha fazla heceli sıfatlarda “ daha” yaparken “ more+ adjective” ; “ en” yaparken “ the most + adjective” kullanılır.

important, expensive, interesting..

Comparative: more important. (Bunlarda ise sıfatın önüne sadece more eklenir.) more expensive

Superlative: the most important (Superlative de ise sıfatın önüne the most eklenir.) the most expensive

● A villa is more expensive than a flat. Villa bir daireden daha pahalıdır. ● This unit is the most important one.

(33)

D. IRREGULAR ADJECTIVES

Good—better—the best ( iyi- daha iyi- en iyi) Bad –worse— the worst ( kötü- daha kötü- en kötü) Far—further- the furthest ( uzak- daha uzak- en uzak) Little- less – the least ( az- daha az- en az)

● My English is better than my history. İngilizcem Tarihim'den daha iyi. ● My English is the best of all.

İngilizcem hepsinin en iyisi.

● My homework is worse than your homework. Benim ödevim, senin ödevinden daha kötü. ● My homework is the worst.

Benim ödevim en kötü.

● My home is further than my friend’s home. Benim evim, arkadaşımın evinden daha uzak. ● My home is furthest of all.

Benim evim hepsinden daha uzak. • My car is faster than your car.

• Benim arabam senin arabandan daha hızlıdır. * “than” iki nesneyi karşılaştırma görevindedir. • My car is the fastest.

• Benim arabam en hızlı.

My class is smaller than your class.

• Benim sınıfım senin sınıfından daha küçük. • My class is the smallest

• Benim sınıfım en küçük.

My home is dirtier than your house. • Benim evim senin evinden daha kirli. • My street is noisier than your street.

(34)

My srteet is the noisiest. • Benim caddem en gürültülü.

Newyork is more exciting than Chicago. • New York Chicago'dan daha heyecan verici. • Newyork is the most exciting city in the world. • New York dünydaki en heyacan verici şehir. • İstanbul is more expensive than Izmir. • İstanbul İzmir'den daha pahalıdır.

İstanbul is the most expensive city in Turkey. • İstanbul Türkiye'deki en pahalı şehir.

• I have got less homework than he has got. • Benim ondan daha az ödevim var.

• This company has the least budget of all. • Bu şirketin hepsinden az bütçesi var.

(35)

FUTURE TENSE ( GELECEK ZAMAN)

“Gelecek zaman” “Şimdiki Zaman”nın ötesinde “gelecek”e ait olan zaman kullanımlarında söz konusudur.

Burada yapacağımız aktiviteler gelecekteki zamana aittir.İki tip “gelecek zaman” vardır. ● Be going to + V1

“be” fiili bilindiği gibi “am is are” yardımcı fiillerinden oluşur. ● Will + V1

“will” de ise “be going to” daki gibi bir kısıtlama yoktur. “ will” den sonra “V1” kullanılır. Future Tense'de iki tane ayrı yardımcı fiil kullanılabilir bunların anlamı “–ecek” ve

“–acak”tır.

“be going to” gelecek zaman yapısında planlanmış bir eylem söz konusudur. “Will” de ise konuşma anında gerçekleşen geleceğe yönelik olaylarda, tahminlerde kullanılır.

(+) Subject + am/is/are + going to + V1+ object (+) Subject + will + V1 + object

(-) Subject + am/is/are + not + going to +V1+object (-) Subject + will + not + V1 + object

(?) Am/is/are + subject + going to+ V1 + object (?) Will+ subject + V1 + object

next:

gelecek ; next month , next year,

later:

sonra ; two days lates, three years later

tomorrow:

yarın ; tomorrow morning, tomorrow evening

tonight:

(36)

Examples:

Yarın Londra'ya gideceğim; otelde yerimi ayırttım.

• I am going to fly to London tomorrow, I have reserved at the hotel. • Onu partiye davet edeceğim çünkü o benim en iyi arkadaşım.

• I am going to invite him to the party. Because he is my best friend. • Bu gece benimle gelecek misin?

• Will you come with me tonight?

Yağmur yağacak çünkü hava çok bulutlu.

• It is going to rain. Because it is very cloudy.

Gelecek hafta sonu ne yapacaksın? Nerede olacaksın?

• What will you do next weekend? Where will you be?

Annem söz verdi benim için lezzetli yemekler pişirecek.

• My mother has promised. She is going to cook delicious food for me. • O ne zaman Peter ile evlenecek?

• When will she marry Peter?

Ehliyet sınavımı geçeceğim çünkü sınavım oldukça iyiydi.

• I am going to pass my driving test. Because my test has been quite good.

Adjectives and adverbs

Adjective+noun: sıfat tamlaması Verb + adverb: zarf tamlaması

Beautiful girl: beautiful( sıfat) girl(noun) Run fast: run(fiil) fast(adverb) -Alkol kötü bir alışkanlıktır.

-Alcohol is a bad habit. ( Adjective yani sıfat kullanımıdır, sıfat tamlaması vardır. ) -O kötü şarkı söyler.

-He sings bad(ly). ( Adverb yani zarf kullanımıdır. ) -Her zaman İngilizce dersimi dikkatli dinlerim.

-I listen to my English lesson careful(ly) every time. ( Adverb yani zarf kullanımıdır. ) -Babam dikkatli bir insan.

(37)

-He is a good worker. ( sıfat kullanımıdır.) -He works well. (zarf kullanımıdır.) -I am a slow runner. ( sıfat kullanımıdır.) -I run slowly. ( zarf kullanımıdır.) -She drives fast. ( zarf kullanımıdır.) -She is a fast driver. ( sıfat kullanımıdır.)

(38)

PRESENT PERFECT TENSE ( YAKIN GEÇMİŞ ZAMAN)

Dilimizde tam karşılığı olmayan, eylemin geçmişte başlayıp hala devam ettiği ya da eylemin kendisinin bitip etkisinin devam ettiği bir zaman dilimidir.

Simple Past Present Perfect Present Continuous Future Simple Present

● The action started in the past and it is still going on. Eylem geçmişte başlamış ve hala devam ediyor. I have been an English teacher for 10 years. Ben on senedir İngilizce öğretmeniyim.

● The action started in the past and it finished but the effect is still going on. Eylem geçmişte başlamış ve bitmiş ancak etkisi hala devam etmektedir. I have just come to class.

Ben henüz sınıfa geldim. ( Hala nefes nefeseyim.) • continuation: süreklilik devamlılık söz konusudur.

• Experience: tecrübe yani zamanın getirmiş oldugu tecrübeleri de perfect tense ile ifade ederiz.

Şimdi Present Perfect Tense'in formülünü verelim.

En başta yine “subject” uygulaması yapıyoruz; ondan sonra bir tane “yardımcı fiil”e ihtiyaç duyuyoruz çünkü ona göre yardımcı fiil belirleme yoluna gidiyoruz.

Öznem “tekil” ise “has” “çoğul” ise “have” kullanıyoruz.

Bundan sonra bana “fiil” gerekiyor ama bana burada fiilin “3. hali” yani “V3” gerekmektedir.

Tüm perfect tenselerde “V3” kullanılır ; arkasından “object” “nesne”si gelir ve daha sonra varsa “yer” ve “zaman” gelir.

Eğer cümleyi olumsuz hale getirmek istiyorsak yapacağımız sadece bir değişiklik var. “have” veya “has” den sonra olumsuzluk eki olan “not” eklemek.

Eğer cümleyi soru haline getirmek istiyorsak onda da her zaman yapmıs olduğumuz yardımcı fiili cümle başına almak yeterlidir.

(39)

(+) Subject + has/have+V3 + object+ place + time (-) Subject + has/have not+V3+ object+ place + time (?) Have/has+ subject+V3 + object + place + time

Şimdi örnekler ile Present Perfect Tense' in ne olduğunu iyice görelim; Examples;

Ben on yıldır İstanbul'da yaşamaktayım.

I have lived in İstanbul for ten years .

“for” “ -dir,- dır” anlamına gelir ve süreç belirtir, “have” kullandık çünkü özne “I”, “lived” ise “V3” kullanımıdır.

Ben çoktan işimi bitirdim.

I have already finished my work.

“I” öznemiz oldugu için “have” kullandık arkasından “V3” fiilimiz olan “finished” ve “çoktan” manasını vermek için “already” kelimesi kullanıldı.

Annem bu sabahtan beri yemek pişirmektedir.

My mother has cooked since this morning.

“mother” “tekil” oldugu için “has” yardımcı fiili kullandı, hemen arkasından “-den beri” anlamını verebilmek için ise “since” kullanıldı.

O az önce eve vardı. O şimdi çok yorgun.

She has just arrived home. She is very tired now.

“henüz” anlamını vermek için “just” kullanldı. “Özne” “tekil” olduğu için ise “has” yardımcı fiili kullanıldı.

Yıllardır seni beklemekteyim.

I have waited for you for years.

“yıllardır” anlamını kazandırmak için “for” süreç eki kullanılmıştır ve buna ek olarak

yazılışı aynı ancak anlamı farklı olan “seni” “senin” için beklemekteyim anlamına gelen bir diğer “for” kullanılmıştır.

O henüz ödevini bitirmedi.

She has not finished her homework yet.

Burada “henüz” anlamında kullanılan “yet” “just” tan farklı olarak olumsuz cümlelerde kullanılır ve gördüğünüz gibi olumsuz cümledir.

(40)

Onu son günlerde görmüyorum.

I have not seen him recently.

Öznemiz “I” olduğu için “have” kullanıldı ve “son günlerde” anlamını verebilmek için “recently” kullanılmıştır.

Şu ana kadar hiç Çin yemeği yemedim.

I have not eaten any Chinese food so far.

“şu ana kadar” anlamı için “so far” kullanılmıştır ve “hiç” diyebilmek için ise “any” kelimesi cümlemizde uygundur.

Hiç rock müzik dinledin mi?

Have you ever listened to rock music?

Soru yapmak için yardımcı fiilimiz cümle başına geldi. Kural gereği sorularda (hiç) “ever” kelimesi soru olduğundan “have”den ayrı geldi.

Hiç sigara içmedi.

He has never smoked.

“never” kelimesi olumsuz soru olmayan cümlelere “hiç” anlamı verir onu gördüğümüz zaman “not” ekine gerek yoktur.

Hiç İngiltere'de bulunmadım.

I have never been to England.

“never” cümlemizi olumsuz hale getirir. Arkasından gelen “been” ise “be( olmak)” fiilin “V3” halidir ve “bulunmak” anlamına gelir.

O 4 aydır İngilizce öğrenmektedir.

She has learned English for four months.

“4 aylık süreci” göstermek için “for” kullanılmıştır ve öznemiz “tekil” olduğundan “has” yardımcı fiili kullanılmıştır.

(41)

Present Perfect Tense bize; devamlılık ve tecrübelerimizi anlatır.

Time Expressions ( Zaman Terimleri)

-for: “-dır”“-dur” anlamına gelir olumlu ve olumsuz cümlede ve cümlenin sonunda kullanılır. -since: “-den beri” anlamında, olumlu ve olumsuz cümlede ve cümlenin sonunda kullanılır. -already: “çoktan” anlamında, olumlu cümlede ve yardımcı fiilden hemen sonra kullanılır. -just: “henüz” ve “az önce” anlamında, olumlu cümlede ve yardımcı fiilden sonra kullanılır. -yet: “henüz” anlamında, olumsuz ve soru cümlesinde ve cümlenin sonunda kullanılır.

-recently: “son günlerde” anlamında, olumlu ve olumsuz cümlede, cümle sonunda kullanılır. -so far: “şu ana kadar”anlamında , olumlu ve olumsuz cümlede ve cümle sonunda kullanılır. -ever: “hiç” demektir. Soru cümlesinde, “hiç” anlamında özneden sonra kullanılır.

(42)

PRESENT CONTINUOUS TENSE ( ŞİMDİKİ ZAMAN)

• Ben şu anda dersi dinli(yor)um.

I am listening to the lesson now.

Present continuous tense de en başta işi üstüne almış olan kişi yani öznemiz var ve bize bundan sonra bir (be) gerekiyor. “Am/is/are” yardımcı fiilinden sonrada “action” ı gösteren bir fiile gerek duyarız.

Buna ek olarak “şimdiki zaman”ı anlatabilmek için fiilin sonuna “–ing” eki eklenir ve varsa “object” devamında eklenir.

Eğer cümlemizi “olumsuz” hale getirmek istiyorsak “am/is/are” dan sonra “not” olumsuzluk eki kullanılır.

Cümlemizi soru cümlesi yapmak istersek başa “am/is/are” gelir ve arkasından öznemiz ve “fiil”imiz gelir ve herhangi bir soru kelimesi varsa “what, when, where” gibi bunlarda cümlenin en başına gelir.

(+) Subject + am/is/are + Ving + object +place +time (-) Subject + am/is/are + Ving +object +place + time (?) Am/is/are + Subject + Ving+object +place + time

İngilizce'de her zamanda olduğu gibi “şimdiki zaman”ın da zaman terimleri vardır; Şimdi onlara göz atalım;

Time Expressions ( Zaman Terimleri)

now : şimdi, şu anda

at the moment : şimdi

at present : şu anda

currently : şu anda

today : bugün

this week : bu hafta

this year : bu yıl

(43)

Examples

Ben şu an öğretmenimi dinliyorum.

I am listening to my teacher at the moment.

“-yor” ekini verebilmek için filimizde “ing” ekini kullandık ve “am” yardımcı fiilin öznemiz “I” olduğundan kural gereği kullandık “şu an” yapısını ise “at the moment” zaman ifadesi vermektedir.

Annem şu an alışveriş yapmıyor.

My mother isn’t doing shopping now.

Kural geregi “-ing” eki eklendi özne tekil olduğundan “is” yardımcı fiili kullanıldı olumsuzluğu vermek için “ is not” haline dönüştürüldü ve zamanı vermek için “now” zaman terimi kullanıldı.

Mike bu gece Jane ile akşam yemeğine gidiyor mu?

Is Mike going to diner with Jane tonight?

Soru cümlesi olduğundan yardımcı fiilimiz cümlenin başına gelmiştir. Öznemiz tekil olduğundan “is” yardımcı fiili kullanılır.

Ben seni çok özlüyorum.

I am missing you a lot.

Cümlede fiil olduğu için “very” kullanmıyoruz “a lot” olarak kullanıyoruz. • Onun babası balık tutmaya gidiyor.

His father is going fishing.

Olumlu tekil bir cümledir. İki “-ing” var biri zaman için diğeri ise “fiili isim” yapmak içindir. • Benim patronum şuan sekreterimiz ile konusyor.

My boss is speaking to our secretary at the moment.

“Kim konuşuyor?” “Benim patronum.” Öznemiz “tekil” yardımcı fiil “is” ve “fiil”imiz kural gereği “-ing” ekini almıştır.

O şimdi hesap yapıyor.

She is doing the account now.

Cümlemiz “tekil” ve “olumlu” bir cümle “is” yardımcı fiili kullanıldı; kural gereği fiilden sonra “-ing” ekini aldı.

Onlar bugün tenis oynuyorlar mı?

Are they playing tenis today?

“Onlar” öznesinden dolayı cümlemiz “çoğul” ve “bir soru cümlesi” bu yüzden “are” yardımcı fiili cümle başına alınarak soru formatına geçirilir.

(44)

Biz şimdi okulumuzun eski duvarlarını boyuyoruz.

We are painting our school’s old walls now.

Öznemiz “çoğul” olduğu için “are” yardımcı fiili kullanıyoruz. Bizim okulumuz olduğu için “our” kullanılır ve bir aitlik oldugu için “ ‘s ” takısı kullanılmıştır.

Baban niçin bu gece seninle evde kalıyor?

Why is your father staying with you at home tonight?

“Bir soru kelimesi” olduğu için “why” en başa geçti ve devamında normal soru cümlesi formülü takip edildi ve yardımcı fiilimiz ile cümlemize devam ettik; yer ve zaman koşullarını da yerine koyarak cümlemizi tamamladık.

O şimdi bilgisayar oyunu oynuyor.

He is playing a computer game now.

Öznemiz “tekil” “is” yardımcı fiil ve şimdiki zaman olduğu için “-ing” eki fiilimize eklendi ve zaman terimimiz “now” yerine koyuldu. Nesnemiz “tekil” olduğu için Türkçe'sinde “a” kelimesi yani “bir” olmasa bile İngilizce'de kural gereği nesnenin yani “computer game” in önüne “a” kelimesini eklememiz gerekmektedir.

O şimdi annesini ziyaret etmek için Ankara'ya gidiyor.

He is going to Ankara to visit his mother now.

“-mek” “-mak” anlamını vermek için “to V1” kullanıldı. • Kuzenim şuan dans etmiyor.

My cousin isn’t dancing now.

“Benim kuzenim” “tekil” öznemiz olduğu için “is” ve olumsuz cümle olduğu için hemen yardımcı fiilin arkasına “not” ekini ekledik ve “dance” fiiline “-ing” ekini ekledik ancak “dance” fiilinde “e” harfi düşmüştür.

Sevgilim için mektup yazıyorum.

I am writing a letter for my darling.

“yazıyorum” öznemiz “I” oldugu için “am” yardımcı fiili kullanılıyor ve buna ek olarak cümlemizdeki şimdiki zamanı görüp “-ing” ekini fiile ekliyoruz.

(45)

GENERAL TOPICS 1

Days ( Haftanın Günleri)

Sunday - Pazar Monday - Pazartesi Tuesday - Salı Wednesday - Çarşamba Thursday - Perşembe Friday - Cuma Saturday - Cumartesi

*Günleri açıklarken edat (Preposition) kullanımı söz konusudur.

Kullanmış olduğumuz günün önüne “on” edatını (Preposition) koymak zorundayız. Örnek: Pazar sabahları erken kalkmam.

I don’t get up early on Sunday mornings. (geniş zaman, olumsuz cümle) Örnek: O pazartesi günü okula gider.

She goes to school on Monday . (geniş zaman, olumlu cümle) Örnek: Cuma günü işten eve saat dokuzda gelirim.

I come home from work at nine on Friday. (geniş zaman, olumlu cümle)

Months ( Aylar) January Ocak February Şubat March Mart April Nisan May Mayıs June Haziran July Temmuz August Ağustos September Eylül October Ekim November Kasım December Aralık

*Ayları İngilizce 'de ifade ederken edat (Preposition) kullanımı söz konusudur. Kullanmış olduğumuz ayın önüne “in” edatını koyabiliriz.

Örnek: O Ağustosta tatile gitmez.

She doesn’t go on holiday in August . Örnek: Kız kardeşim Nisan ayında çalışmaz. My sister doesn’t work in April .

(46)

*Aylar “özne” olarak kullanıldığında önüne “in” edatı konmaz. Örnek: Ağustos en sıcak aydır.

August is the hottest month.

Seasons (Mevsimler)

Autumn (fall) – Sonbahar

Winter – Kış

Spring – İlkbahar

Summer – Yaz

Autumn: İngiliz İngilizcesi

Fall: Amerikan İngilizcesi, ayrıca akademik yıl olarak da kullanılır (güz). —Mevsimleri açıklarken de edat (Preposition) kullanımı söz konusudur.

Edat, mevsimlerin zaman terimi (-de, -da) olarak cümle sonunda kullanılmış şeklinde konulur. Kullanmış olduğumuz mevsimin önüne “in” edatını koyabiliriz.

Örnek: Kışın evde kalmayı sevmem.

I don’t like staying at home in winter . Örnek: O her zaman ilkbaharda beni ziyaret eder. She visits me in spring every time.

“Her bahar” derken mevsimin önüne tekrar edat (in) koymuyoruz. Her bahar: every spring

What time is it? ( Saat kaç?)

Bu soruya cevap verirken tüm zaman dilimleri için cümlenin başını “It is…” diye başlamak zorundayız.

Tam saat kullanımı:

What time is it?

— It is two o’clock. (Saat tam iki.) — It is six o’clock. (Saat tam altı.)

Quarter past: Çeyrek geçe

It is a quarter past four. (Saat dördü çeyrek geçiyor.) It is a quarter past seven. (Saat yediyi çeyrek geçiyor.)

Half past: Buçuk

It is half past nine. (Saat dokuz bucuk.) It is half past eleven. (Saat onbir bucuk.)

References

Related documents

The Filmmakers Legal Clinic (FLC), formerly known as the Indie Film Clinic, provides free transactional, intellectual property and First Amendment legal services to visual

While this study did not assess the appropriateness of abdominal imaging practices, it did demonstrate that total adjusted abdominal imaging rates among ED patients are increasing

It also recognises the need for specialist services for people with more complex needs and therefore recommends that rehabilitation services are planned and delivered

Table 7.4: Effect of adding calcium on germination rates of lettuce seeds following soil amended with V8-vermiculite media containing Phytophthora species and Pythium

After almost five decades of African independence, the continent has a paucity of good governance and an abundance of deficient leadership’ to show; though with few

together in pairs first then collaborated when checking answers. No one worked solely by himself or herself. Sally and Cara circled around responding to students or groups who

We will consult with the financial sector on priority areas of existing legislation and regulation that present regulatory impediments to innovation, before commencing work on

Indoor or outdoor use providing protection from contact with the enclosed equipment, ingress of solid objects (falling dirt) and from harmful effects on equipment due to ingress