• No results found

eğitim felsefesi tez.pdf

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "eğitim felsefesi tez.pdf"

Copied!
173
0
0

Loading.... (view fulltext now)

Full text

(1)

EĞİTİM FELSEFESİNİN MAHİYETİ, FONKSİYONU ve

GELECEĞİNE İLİŞKİN BİR İNCELEME

İBRAHİM KURT Yüksek Lisans Tezi

Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı Yrd. Doç. Dr. Selami SÖNMEZ

2016

(2)

T.C

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

EĞİTİM BİLİMLERİ ANA BİLİM DALI

EĞİTİM PROGRAMLARI VE ÖĞRETİM BİLİM DALI

EĞİTİM FELSEFESİNİN MAHİYETİ, FONKSİYONU

ve

GELECEĞİNE İLİŞKİN BİR İNCELEME

(Nature of Philosophy of Education, Functions and a Study of the Future)

YÜKSEK LİSANS TEZİ

İBRAHİM KURT

Danışman: Yrd. Doç. Dr. Selami SÖNMEZ

ERZURUM Haziran, 2016

(3)

KABUL VE ONAY TUTANAĞI

Yrd. Doç. Dr. Selami SÖNMEZ danışmanlığında, İbrahim KURT tarafından hazırlanan “Eğitim Felsefesinin Mahiyeti, Fonksiyonu ve Geleceğine İlişkin Bir İnceleme” başlıklı çalışma 24 / 06 / 2016 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda başarılı bulunarak jürimiz tarafından Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalında yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Jüri Üyesi: Doç. Dr. Hüseyin Hüsnü BAHAR İmza: ………

Jüri Üyesi : Doç. Dr. Adnan KÜÇÜKOĞLU İmza: ……….……… Jüri Üyesi: Yrd. Doç. Dr. Selami SÖNMEZ İmza: ………

Yukarıdaki imzaların adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım.

24 / 06 / 2016

Prof. Dr. Kemal DOYMUŞ

Enstitü Müdürü

(4)

TEZ ETİK VE BİLDİRİM SAYFASI

Yüksek Lisans Tezi olarak sunduğum “Eğitim Felsefesinin Mahiyeti, Fonksiyonu ve Geleceğine İlişkin Bir İnceleme” başlıklı çalışmanın, tarafımdan, bilimsel ahlak ve geleneklere aykırı düşecek bir yardıma başvurmaksızın yazıldığını ve yararlandığım eserlerin kaynakçada gösterilenlerden olduğunu, bunlara atıf yapılarak yararlanılmış olduğunu belirtir ve onurumla doğrularım.

Lisansüstü Eğitim-Öğretim yönetmeliğinin ilgili maddeleri uyarınca gereğinin yapılmasını arz ederim.

24 / 06 / 2016

İbrahim KURT

(5)

ÖZET

YÜKSEK LİSANS TEZİ

EĞİTİM FELSEFESİNİN MAHİYETİ, FONKSİYONU ve GELECEĞİNE İLİŞKİN BİR İNCELEME

İbrahim KURT 2016, 173 sayfa

Bu tez çalışması, eğitim ve felsefenin etkileşimini göstermeyi, bu anlamda eğitim, felsefe ve eğitim felsefesi alanlarına ait kavramları, felsefeleri, eğitime ilişkin yaklaşımları tanıtarak eğitim felsefesinin geleceğine ilişkin bazı tahminlerde bulunmayı amaçlamaktadır. Bu amaca göre tez kapsamında; ilk bölümde problem durumu ve araştırma yöntemlerini belirterek daha sonraki bölümlerde de felsefe, eğitim, eğitim felsefeleri genel başlık olarak konu edilmiştir. Son bölümde ise eğitim felsefesinin geleceği insan temelli olarak incelenmek istenilmiştir.

Tez çalışması literatüre dayalı olarak kaynakların taranması suretiyle gerçekleştirilmek istenilmiştir. Bunun sonucunda eğitim felsefesinde çeşitli felsefelerden kaynaklı klasik, analitik ve eleştirel yaklaşımlar, felsefeler olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Günümüzde ise her türlü bireysel, toplumsal, kurumsal eylem ve oluşumlarda insanın yeterince düşünülmediği, bu amaçla da eğitimin-eğitim felsefesinin var olan eğitim sistemlerinin amaçlarını açıklama yerine insan ve etik temelli, küresel çapta düşünebilen bireylerin özgürlüklerini sağlama ve geliştirme amacına dönük düşünceler ve sistemler üretebilme gayretinde olması gerektiği düşünülmektedir.

Anahtar Sözcükler: Eğitim, Felsefe, Eğitim Felsefesi, Eğitim Felsefesinin Geleceği

(6)

ABSTRACT MASTER’S THESIS

NATURE OF PHİLOSOPHY OF EDUCATİON, FUNCTİONS AND A STUDY OF THE FUTURE

İbrahim KURT 2016, 173 page

This thesis, training and showing the interaction of philosophy, in this sense, education, concepts about the philosophy and educational philosophies, the philosophies, the philosophy of education by introducing the approach to training aims to present some predictions about the future. According to the thesis of this objective; philosophy in the later part of the first chapter, specifying the problem situation and research methods, education, philosophy of education in general has been the subject header. The future of the last chapter in the philosophy of education is required to investigate human permanently.

Thesis is required to be performed by scanning the source based on the literature. As a result, the educational philosophy originating from a variety of classical philosophy, analytical and critical approach, it has been concluded that philosophy. Today, all kinds of individual, social, human institutional action and formation enough not considered for this purpose rather than explain the purpose of the existing education system of education-training philosophy, human and ethical based, providing the freedom of individuals who can think globally and develop purpose-oriented thinking and in an effort to produce systems it is thought to be.

Key Words: Education, Philosophy, Philosophy of Education, The Future of Educational Philosophy

(7)

ÖN SÖZ

Eğitim sistemlerinin hedef, içerik, öğretme ve öğrenme durumları ile değerlendirme alanlarının düzenlenme işi belli bir yaklaşıma dayalı olarak yapılmaktadır. Bu yaklaşım da bir toplumun felsefi ve siyasi bakış açısının yansıması olarak değerlendirilebilir. Eğitim, insanlığın her döneminde ne için, nasıl ve ne tür bir insanın yetiştirilmesi gerektiği sorularına ancak felsefi bir sorgulamayla cevap vermeye çalışmıştır. Eğitim sistemlerinde eğitimin hangi amaçlarla, kim için, nerede, ne kadar, nasıl sunulacağı, süreç ve çıktıların neye göre nasıl ölçüleceği sosyal, ekonomik, psikolojik ve eğitsel temelli bir meseledir. Bu durum eğitim ve felsefe arasındaki etkileşimi zorunlu kılmaktadır. Eğitim faaliyetlerinin “eğitim felsefesi” ile anlamlandırılması ve temellendirilmesi bahsedilen durumun yarattığı ihtiyaçtan kaynaklanmaktadır.

Eğitim felsefesi düşünce ve akıl yürütmeye dayalı kapsamlı yaklaşım göstererek problemlere bütüncül bir bakış açısı sağlar. Bununla da eğitim felsefesi geleceğe dair bir çıkarımda bulunur. Bu tez konusunda eğitim sistemlerinin temel yol göstericisi olarak; felsefe, felsefi sorgulamanın ve analizin etkisiyle neticelenen eğitim ve öğretim programları, kurumsal verimliliği artırmada benimsenen felsefenin etkisi, felsefe ve eğitimde değer ve nitelikler bağlamında eğitim felsefe ilişkisi irdelenmiştir. Eğitimi bütünlüğü ile ele alan felsefedir. Ülkemiz eğitim sistemindeki problemlerin kaynağında ve çözüme yönelik önerilerde ortaya çıkan düşünceler; nasıl bir dünya algılayışı ve nasıl bir kültür tasavvuru varsa onun neticesini vermektedir. Bu anlayışlar da dar bir çerçeveye işaret etmektedir. Mütevazı sınırları içerisinde bırakılmak istenilen bir ülkenin eğitim felsefine ne gerek olabilir? Felsefi sorgulama kendi bildikleri yani kendi sınırları ile yetinmeyen bir motivasyonun neticesidir. Evrensel seviyeye ulaşabilme gayreti içerisinde yaşadığı çağa kendi kültürünü söyletebilme amacı içerisinde olan toplumların güçlü bir felsefeye dayanmaları gerekmektedir. Bunu başarabilen Batı’nın felsefesi “aydınlanmayı” gerçekleştirebilmiştir.

Böyle bir gelişim seyri olumlu bir kader olarak değerlendirilebilir. Kader kavramı yazgı anlamına gelmektedir, ezeli takdir, alın yazısı anlamında kullanılır. Kader ve gelecekle ilgili olasılıkların, imkânların tasavvur edilebilme imkânı insanları hep ilgilendirmiştir. Eğitim felsefesinin geleceği, toplumların mevcut durumlarını daima

(8)

ileriye, gelişime doğru dönüştürebilme isteği ve becerisine bağlıdır. Bu bir toplumun kendini nasıl görüp değerlendirdiği ve kendine nasıl bir yaşamı layık gördüğü ile alakalıdır. Bunu yaparken de baskın kesimlerin hegemonyasında gerçekleştirmesi zordur. Felsefe akıl ile yapılan bir iştir. Peki, bu akıl kimin aklı olacaktır? “Aklı başında olmak” deyiminin gösterdiği anlam sanırım bunun önemini ve değerini karşılar.

Bu tez çalışmama katkılarından dolayı danışmanım Yrd. Doç. Dr. Selami SÖNMEZ’e teşekkür ederim.

Erzurum – 2016 İbrahim KURT

(9)

İÇİNDEKİLER

Sayfa No

TEZ KABUL VE ONAY TUTANAĞI ...iii

TEZ ETİK VE BİLDİRİM SAYFASI ...iv

ÖZET ……….v ABSTRACT ……….vi ÖN SÖZ ………..vii İÇİNDEKİLER ……….ix KISALTMALAR DİZİNİ ………..xiii BİRİNCİ BÖLÜM 1. GİRİŞ ...1 1.1. Problem ...6 1.2. Amaç ...9 1.3. Önem ………12 1.4. Varsayımlar ………..15 1.5. Sınırlılıklar……….15 1.6. Tanımlar ...15 İKİNCİ BÖLÜM 2. KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR ...17

2.1. Kuramsal Çerçeve ...17 2.2. İlgili Araştırmalar ...19 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 3. YÖNTEM ...21 3.1. Araştırmanın Modeli ………...21 3.2. Verilerin Toplanması ………21 3.3. Verilerin Analizi ...22 ix

(10)

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

4. BULGULAR (VE YORUM) ...23

4.1. Felsefe Nedir? ……….………..23

4.1.1. Felsefenin Tanımı ……….24

4.1.2. Felsefenin Niteliği ………25

4.1.3. Felsefi Düşüncenin Doğuşu ve Konusu………….……….………..25

4.1.4. Felsefenin Metodu ………27

4.1.5. Felsefenin Sınırları ………...……….………...………27

4.1.6. Felsefenin Alanları (Problemleri) ……….28

4.1.6.1. Ontoloji ……….……….28

4.1.6.1.1. Belli başlı ontoloji akımları ………...……….…29

4.1.6.1.1.1. İdealizm ……….………..…29

4.1.6.1.1.2. Realizm ...…….……….………...…30

4.1.6.1.1.3. Spirtualizm ...……….………..…30

4.1.6.1.1.4. Materyalizm ...……….……….30

4.1.6.2. Epistemoloji ………...31

4.1.6.2.1. Bilginin değeri problemi ………..………...34

4.1.6.2.1.1.Dogmatizm ...………..………..…34

4.1.6.2.1.2.Septisizm ...………..………..…35

4.1.6.2.1.3.Skolastik düşünüş ...……….……….36

4.1.6.2.1.4. Pozitivizm ...……….…………..………..36

4.1.6.2.2. Bilginin kaynağı problemi …….………...………..…37

4.1.6.2.2.1. İlkçağ rasyonalistleri ...…..….……...………..…37 4.1.6.2.2.1.1. Sokrates ..…………..…..………...………...…38 4.1.6.2.2.1.2. Platon ...…………..…..………...………39 4.1.6.2.2.1.3. Aristoteles ..…………..…..………...…40 4.1.6.2.2.2. Yeniçağ rasyonalistleri ...…...………...………...…40 4.1.6.2.2.2.1. Descartes ..………..………...…41 4.1.6.2.2.2.2. Spinoza ...………..………...…42 4.1.6.2.2.2.3. Leipniz ...………..………...…43 4.1.6.2.2.2.4. Kant ..………..………...…44 4.1.6.2.2.3 Ampirizm ……..………...……….44 4.1.6.2.2.3.1. Locke …..………...………...…45 4.1.6.2.2.3.2. Hume …..………...………...…46 4.1.6.2.2.3.3. Spencer .…..………...………...…47 x

(11)

4.1.6.2.2.4. İntuitionizm ...…..………...……….48 4.1.6.3. Axioloji ………..49 4.1.6.3.1. Ethic değerler ……….50 4.1.6.3.2. Esthetic değerler ………....53 4.2. Eğitim Nedir? …..……….………55 4.2.1. Eğitimin Tanımı ……….………...56 4.2.1.1. Eğitimin amaçları ……….….………....57 4.2.1.2. Eğitimin metotları .………..………...61 4.2.1.3. Eğitimin içeriği ..……….………...62 4.2.2. Eğitimin temelleri ………..………...63 4.2.2.1. Tarihi temelleri ………..………....63 4.2.2.2. Mitolojik temelleri ………...………..66 4.2.2.3. Felsefi temelleri ...……….….………....67 4.2.2.4. Siyasi temelleri ……….….……….……...68 4.2.2.5. Dini temelleri …...……….…..………...69 4.2.2.6. Coğrafi temelleri ..……….…..………...69 4.2.2.7. Ekonomik temelleri ..………..………...71

4.3. Eğitim Felsefesi Nedir? ……….………...74

4.3.1. Eğitim Felsefesinin Tanımı …………...………...75

4.3.1.1. Eğitim-felsefe ilişkisi ………..………...76

4.3.1.2. Eğitim felsefesinin konuları …………..………79

4.3.1.3. Eğitim felsefesinin metodu ………..………..82

4.3.1.4. Eğitim felsefesinin faydalandığı ilimler ………..……….………….83

4.3.2. Eğitim Felsefesi Akımlarına Zemin Teşkil Eden Temel Felsefeler ……….84

4.3.2.1. İdealizm ……….…84

4.3.2.2. Realizm ………..87

4.3.2.3. Pragmatizm ………....88

4.3.2.4. Existentializm ………....90

4.3.3. Belli Başlı Eğitim Felsefesi Akımları ………..……….92

4.3.3.1. Progresivizm ……….….93 4.3.3.2. Prennializm ………....94 4.3.3.3. Essentializm ………...95 4.3.3.4. Reconstructionizm ……….96 4.3.3.5. Varoluşçu eğitim ……….………..98 4.3.3.6. Hümanizm ve eğitim ……….………99 xi

(12)

4.3.4. Çağdaş Eğitim Akımları ………..…………...100

4.3.4.1. Sanat eğitimi akımı ………..………101

4.3.4.2. Çocuktan hareket akımı ………...101

4.3.4.3. Kır eğitim yurdu ….…….………..……..103

4.3.4.4. İş eğitimi akımı …..…..………..………..103

4.3.4.4.1. Eğitim için iş akımı …...………...…103

4.3.4.4.2. Üretim için iş akımı …....………..104

4.3.5. Güncel Eğitim Felsefesi Kuramları ………106

4.3.5.1. Sibernetik eğitim ……….…106

4.3.5.2. Bilgisayar destekli eğitim ………..………..107

4.3.5.3. Okulsuz toplum .……….……….…108

4.3.5.4. Demokrasi eğitimi ………...109

4.3.6. Eğitim Felsefesinin Ülkeler Kamuoyundaki Yeri ………..111

4.3.6.1. ABD’ de eğitim felsefesi ………..………...112

4.3.6.2. Almanya’ da eğitim felsefesi ………..……….…113

4.3.6.3. Fransa’ da eğitim felsefesi ………..……….…115

4.3.6.4. Rusya’ da eğitim felsefesi ……….………..116

4.3.6.5. Japonya’ da eğitim felsefesi ……….………...118

4.3.7. Türk Eğitim Felsefesi Eğitim Sistemimize Ne Oranda Yansımaktadır? ………120

4.3.8. Eğitim Felsefesi Can mı Çekişiyor? (Eğitim Felsefesinin Geleceği) ………….126

BEŞİNCİ BÖLÜM 5. SONUÇ, (TARTIŞMA) VE ÖNERİLER ...131

5.1. Sonuç …………...132 5.2. Öneriler ………...144 KAYNAKÇA ...148 ÖZGEÇMİŞ………..………158 EKLER………..………159 xii

(13)

KISALTMALAR VE SİMGELER DİZİNİ

Age. : Adı geçen eser Agy. : Adı geçen yazı Ank. : Ankara

Ans. : Ansiklopedi, Ansiklopedisi Akt. : Aktaran

BDE : Bilgisayar Destekli Eğitim bk. : Bakınız

Bk. : Bakınız bs. : Baskı, basım

C. : Cilt

CBS : Coğrafi Bilgi Sistemi Çev. : Çeviren, çevirmen

Dr. : Doktor

GSMH : Gayri Safi Milli Hâsıla hzl. : Hazırlayan, hazırlayanlar İEK : İlköğretim ve Eğitim Kanunu

İst. : İstanbul

METK : Milli Eğitim Temel Kanunu Prof. : Profesör

s. : Sayfa TDK : Türk Dil Kurumu

Yay. : Yayın, Yayınları, Yayın evi

yy. : Yüzyıl

YKY : Yapı Kredi Yayınları

(14)

1 BİRİNCİ BÖLÜM

1. GİRİŞ

Bu çalışmada, Eğitim Bilimleri alanındaki tüm bölümlerin en temel hareket noktası olan “Eğitim Felsefesinin” mahiyeti, fonksiyonu ve geleceği konu edilmiştir. Bu konunun irdelenmesi eğitim felsefesinin mahiyetinin ve de fonksiyonlarının da ortaya konularak değinilmesiyle gerçekleşebilecektir. Bu amaçla eğitim felsefesinin ne olduğu ve ne işe yaradığının da belirtilmesi bu alana dair daha isabetli yaklaşmayı sağlayacaktır. Eğitim Bilimleri alanında Eğitim Felsefesi, eğitimin belli bir anlayış kazanmasını sağlar yani ona kişilik ve karakter verme görevini yerine getirir. Felsefe kişilere ve eğitim sistemine düşünsel bir temel sağlar. Onun kavramsal yapısının oluşmasına ve kavramsal analizine dayalı olarak sürekli gelişmesine fayda sağlar. O yüzden felsefe eğitimle ilgili en mühim ve vazgeçilmez işleri yapma görevini her zaman yerine getirmekle sorumludur. Eğitim insan davranışlarını oluşturma da etkili olan tüm süreçleri ifade eden bir kavramdır. Felsefe de başta sorgulama ve analiz etme işi olarak zihinsel bir etkinliktir. Yani insanla ilgilidir. Eğitim işi de insanın olgunlaşmasıyla ilgili olduğundan onun düzenlenmesinde ve yola çıkmasında felsefeden yararlanması gereklidir. Felsefe eğitimin düşünsel yapısının oluşmasını sağlayarak eğitim ve öğretim programlarının alt yapısını kurar. Eğitim sistemini biçimlendirir.

Eğitim, insanın varoluşundan bu yana devam edip gelmektedir. İnsan sosyal toplumsal bir varoluşa sahip olması nedeniyle çok yönlü ve birbiri ile ilişkili girift sosyo-kültürel yapılar gösterir. O yüzden eğitim alanında başta eğitim bilimleri olmak üzere diğer bilim alanları tarafından ele alınarak farklı tanımlamalarla izah edilmektedir. Eğitim insanların öğrenme becerileri ile mümkün olmaktadır. “Öğrenme bizim sadece bilgi veya beceri değil; aynı zamanda değer, tutum ve duygusal tepkiler kazanma yollarımızdır” (Ormrod, 2013, s.4). “Öğrenmek, ilk aşamada oldukça kişisel ve doğuştan gelen sosyal bir olgudur; bizi sadece soyut bilgiye değil, birbirimize de bağlar” (Senge, Mccabe, Lucas, Smith, Dutton, Kleıner, 2014, s.4). Öğrenme sürecini düzenleyen eğitim disiplinlere göre farklı tanımlanabilir. Psikoloji bilimine göre eğitim,

(15)

bireyin yetenek ve ilgilerini geliştirmesi süreci olarak tanımlanmaktadır. Sosyoloji bilimine göre ise eğitim, bireyin toplumsallaşması ve içinde yaşadığı toplumun kültürünün taşıyıcısı olarak değerlendirilir. Ekonomik anlamda ise eğitim toplumsal gelişimin ve üretim faaliyetlerinin ihtiyaçları doğrultusunda bireylerin yetiştirilmesi olarak değerlendirilmektedir. Bu tanımların yanında eğitim bilimleri alanında eğitim, bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla istendik özellikleri kazanması ve davranış değişikliğini gerçekleştirme süreci olarak tanımlanmaktadır. Eğitim; “Bir toplumun kültürünün, yeni değer yargıları ile bilgi ve beceri birikiminin yeni kuşaklara aktarılması süreci; bu sürecin okul benzeri kurumlarda gerçekleştirilmesi faaliyetidir” (Cevizci, 1999, s.284). Cevizciye karşın Ülken’ in de şu görüşü göz önünde bulundurulmalıdır; “Eğitim, emirler, yasaklar, düşünceler ve tavsiyeler şeklinde hayatımızın her tarafında yer almıştır” (Ülken, 2001, s.15).

Felsefe, bilgelik yolunda olmak, bilgiyi sevmek ve onu aramak şeklinde tanımlanmaktadır. “Felsefede ancak bir eleştirme ve tespit etme faaliyeti olabilir. İnsan zihninin ortaya koyduğu problemlerin hangi varlık ve değer alanlarına karşılık olduğunu kontrol edebilir” (Ülken, 1968, s.53). İnsan yaşam boyu hep bir sorgulama ve arayış içerisinde olmuştur. Onun merak etme özelliği nedeniyle karşılaştığı şeylere ilişkin çeşitli sorular sorar. Bu sorular; insanın ve evrenin varoluşu, geçmişi ve geleceği ile ilgili olmaktadır. Bunun yanında birey, toplum, eğitim, devlet, ekonomi, bilim, bilgi, varlık, sanat, din gibi daha sayılabilecek diğer alanlar felsefenin konusu olmuş, felsefi sorgulamaya tabi tutulmuştur. Bu anlamda felsefe en genel ve temel olarak anlaşılacak sorgulama işini evrensel anlamda gerçekleştiren bir disiplindir. Tozlu (2014a) sorgulama ve eleştirel düşünmeyi inançların, düşüncelerin ve dünya görüşlerinin yeniden inşa süreci, olarak tanımlar. Çotuksöken (2001) felsefeyi, her şeyi anlam yönünden irdeleyen bir etkinlik olarak tarif ederek felsefenin neliğini belirtmektedir. “Felsefedeki ‘nedir?’, kavramların anlamını sorar. ‘Bu nedir’ de şaşmayla karışık bir araştırma isteği de vardır” (Uygur, 2001, s.13). Akli bir faaliyet olan felsefe insan eseri bir alandır. Bu alan dolayısıyla diğer varlıklardan farklı olmaktadır. “Buna göre felsefe, Platon’a göre doğruya varmak, var olanı bilmek için düşüncenin yöntemli çabası olarak tanımlanır. Farabi’ye göre felsefe, aklın tasavvur edip ve kavrayıp bilgi verme ustalığıdır” (Bilhan, 1991, s.13). İnsan aklı sayesinde onu ilgilendiren konularda anlama, açıklama, araştırma, izah etme, düşünme ve bu yollarla bilme gayesini

(16)

gerçekleştirmiş olur. Bilme gayesini gerçekleşmesinde felsefe düşünme işini kavramlarla gerçekleştirir. Kavrayış işi olarak da tanımlanabilen felsefe kavramları analiz etmede eleştirel bir yaklaşım ile bunu sağlamaya çalışır. Bu yol felsefenin sürekli gelişmesine destek sağlar. Yani felsefe durağan ve bir şeyle taraf olma ölçüsünde yakınlaşma özelliği göstermez. Bu özellik onu daima diri tutar. Weber’e (1998) göre, bütün bilimler, cansız bir beden olmaktan kurtulmak için felsefeye ihtiyaç duyar, buna göre bilime ruhunu veren felsefe olmaktadır. Bilim daha özelde ise eğitim bilimleri için felsefe alanının canlılığı felsefeye bağlıdır.

Eğitilme ihtiyacını çok büyük bir zorunluluk ölçüsünde ihtiyaç duyan insan bu anlamda çeşitli çabalar içerisinde olmaktadır. Bunu gelişmek amacıyla yaparken yetenekleri ölçüsünde kendini değiştirmektedir. “Aile, din ve kitle iletişim araçları gibi toplumsal kurumların ve toplum içinde olmanın insana kazandırdığı çeşitli yaşantıların (tecrübelerin) ürünü olarak da bir eğitimden söz edilebilirse de, hemen hemen her toplumda planlı eğitim okulun görevidir” (Bloom, 1995, s.8). İnsan planlı eğitim için toplumların oluşturduğu okullarda kendilerini geliştirme amacıyla hareket eder.

“Felsefe her bilimle bağlantı kurduğu gibi, her bilimde felsefe ile bağlantı kurmak zorundadır” (Büyükdüvenci, 1987, s.61-62). Hayatın bütün alanları ile alakalı olan hem de tarihsel ve sosyal yönü olan eğitim, felsefi bir araştırmaya gereksinim duyar. Bu tespite göre eğitim felsefesi, felsefenin bir disiplin alanı olarak ele alınırken diğer taraftan da eğitim felsefesi, eğitimin sorunlarına yönelik olarak işleyiş gösterdiği şeklinde iki yönlü değerlendirilebilir. “Soru sorma süreci” olarak tanımlanabilen felsefe eğitim alanında farklı seçenekleri rahatlıkla ortaya koyabilecek kabiliyeti taşır. Felsefe ve eğitimde ortak olan konu “insan”dır. “Eflatun ve Aristo’nun felsefî görüşlerinde insan temele alınmıştır. Eğitim genelde insan (hür vatandaşlar) içindir” (Sönmez, 1993, s.90).

“Eğitim felsefesi, eğitim politikalarına ve uygulamalarına yön veren varsayım, inanç, karar ve ölçütleri inceler, tutarlılık ve anlam yönünden kontrol eder. Eğitim sistemlerinin temeline konan insan anlayışlarını değerlendirir. Eğitimde kullanılacak yeni hipotezler oluşturmaya çalışır. İnsanın tabiatı, toplum, öğrenme gibi konulardaki felsefi ve eğitsel yaklaşımları bir araya getirir; bunlardan bir bütün çıkarmaya çalışır” (Ergün, 2014, s.5). Eğitim felsefesi eğitimin toplum içindeki bireyin

(17)

konumlandırılmasına yönelik olarak bir plan dizayn etme işi olarak da anlaşılabilir. “Eğitim felsefesi alanında daha spesifik bir şekilde düşünüldüğünde Hook (1973: 16) bu soruları iki grup halinde eğitim için karşılıklarını ortaya koyar:

• Kültür aktarımı ve toplumsal organizasyonda eğitimin oynadığı rol nedir? Bireysel ihtiyaçlar ve ilgiler, toplum gelenekleri ve kurumlar tarafından nasıl etkilenir?

• Eğitimin amaçları nelerdir? Ne tür bir toplum bu amaçları en iyi şekilde iletebilir? Birbiriyle ilgili toplumsal ve bireysel amaçların arzu edilenlerini gerçekleştirmek için hangi bilgi, beceri ve teknikleri vermek gerekir, hangi alışkanlık, değer ve yetenekler edinilmelidir?” (Akt. Tuncel, 2004, s.225).

Ertürk’ e göre (1988) eğitim felsefesi, hem ürün hem de süreç kapsamında ele alınır, bu da eğitimin temellerinin belirginleşerek eğitim uygulamalarına ışık tutulmasını sağlar. Brauner ve Burns’e (1982, s.295-298) göre süreç olarak eğitim felsefesi, eğitime amaçlar sunan ve bu amaçlara ilişkin olarak araçlar öneren bir süreçtir. Ürün olarak eğitim felsefesi, eğitimcilere bir bakış acısı sağlayan bir disiplin veya düşünme yöntemidir. Felsefe, eğitim sistemlerine hem kurumsal yönetim hem de eğitim programının yönetimi açısından bakış açısı kazandırır; yaklaşım, yöntem edindirme bağlamlarında yol gösterir ve değerlendirme ölçütleri sunar. “Eğitim sisteminin tutarlı işlemesinde, karşılaşılan çelişkilerin en aza indirilmesinde, etkili ve verimli bir eğitim ortamının sağlanmasında felsefeye önemli görevler düşmektedir” (Sönmez, 1998, s.56). Eğitim felsefesinin ne kadar önemli işleri yerine getirdiği buna göre eğitimin bir anlamda hem beyni hem de duyu organları görevini taşıdığı sonucuna ulaşabiliriz. “Kilpatrick, eğitim felsefesini, eğitimin ne yapması gerektiğini belirlemeye çalışan bir çaba olarak görürken; Dewey, çağdaş sosyal hayatın güçlüklerini, bunlara uygun zihni ve ahlaki alışkanlıkların kazanılması sorunlarını çözmeye yarayan bir dal olarak görüyor” (Ergün, 2009, s.5). Eğitim felsefesi, farklı disiplin ve yaklaşımların eğitim alanına uyarlanmasında birliktelik sağlar. Eğitim; planlama, yönetim ve değerlendirme boyutlarıyla karmaşık bir süreçtir. Eğitim felsefesi bu bağlamda “kılavuz, liderlik” işlevi yüklenir. Örneğin amaç, içerik, süreç ve değerlendirme birlikteliğini sağlanması için yol göstericidir. Ayrıca eğitim felsefesi; sosyal, siyasal yapı ve eğitim programı uyuşumunun sağlanmasına katkıda bulunur. Aydınlanmanın eğitime olan etkilerine yönelik olarak eğitim felsefesinin sosyal, siyasal yapı ile olan etkileşimi Cevizci’nin şu

(18)

tespitinde daha anlaşılır olduğu düşünülmektedir. “Aydınlanma, Batı’nın hayatında, ticaret ve sanayileşme yoluyla burjuvazinin veya bir orta sınıfın zuhuruyla birlikte gerçekleşen büyük ve çok temelli dönüşümle belirlenen tarihsel dönem ya da sürecin kültürel ifadesidir” (Cevizci, 2002, s.9). Eğitim felsefesi eğitimin amaçlarını etkileyen ve belirleyen etkenlerden biridir. Eğitimin amaçlarının sisteme yön veren sosyal, ekonomik ve siyasal süreçlerden soyutlanması olanaksızdır.

Eğitim olgusu “Nasıl bir eğitim?” sorusuyla sorgulanmaya başlar. Bu felsefenin eğitimi kendisine konu edindiğini gösterir. Çünkü felsefe açısından bakıldığında eğitimde amacın, hedefin, bu bağlamdaki yöntemin, ne olduğunu anlamaya çalışmak, öncelikli olandır. “Nasıl bir eğitim?” sorusu özellikle filozofların üzerinde çalıştıkları bir sorudur. Filozoflar, öncelikle eğitim ve eğitimin amaçları üzerinde düşünceler geliştirmiştir. Bu bağlamda: İdealizme göre eğitim, insanı doğru, iyi ve güzel olana ulaştıran bir faaliyet olarak değerlendirilir. İdealist eğitimin amacı değerler dünyasını öne çıkarmaktır. Bu doğrultuda bireylere ilişkin amaç, onu yüksek değerlere ulaştırmaktır. Eğitilenin kişiliğinin gelişmesi, aklını kullanabilmesi için eğitim sistemi ve ona bağlı organların gerekli ortamı sağlayacağı düşünülmektedir. Realizme göre ise eğitim, kültürün kuşaktan kuşağa aktarılmasını sağlamaktadır. Eğitim genellikle bireyi, içinde bulunduğu topluma hazırlar. Realist eğitim doğrultusunda bilgiyi elde etmek için bilimsel yöntem ve veriler kullanılması gerekli görülür. Pragmatizme göre eğitim, değişmeye ve gelişmeye sürekli açık olan, bilimsel yöntemleri kullanan, sorumluluklarının farkında olan, bilinçli bireyler yetiştirmek öncelikli hedefler arasındadır.

Eğitim felsefesinin ne kadar mühim işler yaptığı yukarıda özetlendiği üzere görülmüştür. Böyle olduğu halde günümüzde ve gelecekte eğitim felsefesi nasıl olacaktır? Acaba günümüzde eğitim felsefesi kendi görevini ne derece yerine getirebiliyor? Eğitim bilimleri alanında gereği kadar önem verilip ilgili problemlerde kendisine ne kadar başvuruluyor? Eğer yetersizse bunun telafisi noktasında neler yapılmalıdır? Bunun sağlanmasına yönelik çeşitli organizasyonlar ne kadar etkili olmaktadır? Eğitim felsefecilerinin üniversitelerde durumu nedir? Felsefe bölümlerinde eğitim felsefesi disiplinine ne kadar yer verilmektedir? İstenilen düzeyde alaka görmekte midir? Ülkemiz eğitim sisteminde yerli eğitim felsefesi geliştirilebilmiştir?

(19)

Bu, eğitim sistemimize ne derece yansımıştır? Yapılan araştırmalar, konferanslar, eğitim şuraları, tez araştırmalarında, ilgili uzman akademisyenlerle yapılan söyleşi ve görüşmelerde, eğitim ile ilgili politikacılar eğitim sorunlarına yönelik olarak özellikle ülkenin eğitim felsefesinin yetersizliği noktasında hem fikir oldukları rahatlıkla tespit edilebilir. Eğitim sistemimizde karşılaşılan problemlerin halledilmesinde belli bir düşünce ışığında yola çıkılması gereği önemle belirtilmektedir.

Eğitim sistemimizi etkileyen felsefelerin kendi kültürümüzden yeterli ölçüde etkilenmediği konusu çok bilinen bir tespittir. Bunun yanında eğitim sistemimizi etkileyen felsefelerin eğitim öğretim uygulamaları yani okul eğitimi ve öğretimine etki eden faktörleri ayrıca mesleki uygulamalara etki eden faktörleri de yeterince ele almadığını söylenebilmektedir. Eğitim problemlerine ve bu problemlere yönelik çözümlere ne kadar temas ettiği hep tartışıla gelmiştir. Genellikle de bunlara yönelik olumsuz değerlendirmeler söz konusudur. Felsefeciler genellikle eğitim konusuna yeteri düzeyde önem vermezler. Bu nedenle özellikle ülkemiz de eğitim felsefesinin gelişim göstermesi zorunludur. “Dünya artık hiçbir kimse için dümdüz, renksiz ve her şeyi aynı değerde olan farksız bir maddeler yığını değildir. Her insan, bazı kimselere, eşyalara ve fikirlere kıymet verir, diğerlerini reddeder; bazı hareketleri yanlış, bazılarını doğru bulur; bazı şeylere çirkin, bazı şeylere güzel nazariyle bakar” (Pressey ve Robinson, 1989a, s.2).

Bu araştırma da ilgili literatüre dayalı olarak bu türden sorulara cevap verilmeye çalışılacaktır. Böylelikle eğitim felsefesinin kaderi ve özellikle ülkemizde ki durumuna yönelik çeşitli sonuçlar çıkarmaya gayret edilecektir. Eğitim önemi tartışılmazdır, herkes bu konuda mutlaka bir şeyler söyler. Bunlar genelde olumlu manada olmaktadır. Kısaca eğitim toplumların kültürlerin yaşamlarında hayati derecede önemlidir.

1.1. Problem

Eğitim felsefesi, eğitimi toplumsal, bireysel, anlamsal açılardan ele alır. Bunu yaparken de eğitime farklı bakış açılarıyla ve sadece kendi alanlarının sınırları içinde yaklaşan sosyoloji, tarih, psikoloji gibi bilgi alanlarından da yararlanır. Eğitim felsefesi; eğitim olgusunu, insan ekseninde çok ayrıntılı bir biçimde dikkate alır. Var olan tüm

(20)

eğitim sistemlerinin "eğitim felsefesi" ile temellendirildiği çeşitli anlayışlar ortaya çıkar. Çünkü gerek eğitimin gerek felsefenin, konusu aslında "insan”dır. İnsana psikolojik açıdan bakıldığında bireysel sorunların, sosyolojik açıdan bakıldığında ise toplumsal sorunların konu edinildiği görülür. Eğitim felsefesi de bu bilimlerden yararlanarak insanı geleceğe hazırlamayı, taşımayı, geçmiş-şimdi-gelecek ekseninde yapılması gerekenleri mercek altına almayı amaçlar. Bu noktada eğitim felsefesinin sadece inceleme ve tespit yapan bir etkinlik olmadığı, aynı zamanda yapılması gerekene de işaret eden öngörülü bir bilgi bütünü olduğu ileri sürülebilir.

Her felsefi sistem, “eğitim” için farklı yaklaşımlar geliştirmiştir. Eğitim felsefesi, eğitim sistemini etkileyen felsefi anlayış, varsayım ve görüşleri çözmeye çalışır. “Özünde, felsefi açıklamalar, iyi bir yaşamı ve toplumun doğasını tanımlama girişimleridir. Eğitim felsefesi, tatmin edici ve etkili bir yaşam için gerekli görülen değerleri ana hatlarıyla belirtir” (Tyler, 2014, s.31). Eğitim felsefesi insanların nasıl yetiştirileceklerini belirler; toplumsal amaç ve hedeflerin bireylere en uygun olanlarını seçer ve bireyin toplum içindeki yerini gözlemler. Bunu yaparken eğitim bilimlerinin çalışmalarından da yararlanır. Filozof ve eğitim düşünürlerinin farklı eğitim anlayışlarına sahip olmalarının yanı sıra, kendi yaşadıkları toplumun eğitim olanaklarının ve hedeflerinin etkisinin olduğunu, eğitimin toplum ve birey ilişkisi üzerinden de değerlendirilmesi gerektiğini dikkate sunmak yerinde olacaktır. “Kendisini bir at sineği olarak adlandıran Sokrates, insanları hakikat arayışına yönlendirmiştir” (Cevizci, 1998, s.63). Sokrat, doğruya ulaşma amacı içerisinde eğitsel bir yöntemi vurgulamıştır. “Nasıl ki bir ebe annenin karnında var olan bebeğin doğmasına yardımcı oluyorsa Sokrates de kişinin ruhunda var olan doğruların doğmasına yardımcı olmaktadır” (Çüçen, 2001, s.102-103).

Eğitim için filozoflar niçin bu kadar yaklaşım geliştirmişlerdir? Felsefe bir fikir işi olarak düşünmeyle ilgilidir. Konusu eğitim olunca felsefe bu işi eğitim alanında da tatbik edecektir. Gourmont (1991) düşünme tarzlarını; fikirleri kullanımda oldukları gibi kabul eden düşünme tarzı ve yeni teşkil edilen orijinal fikir çözülümü olarak düşünme tarzı şeklinde iki türde niteler (s.51). Eğitim alanında geliştirilen fikirler yaratıcı zekâ ürünü olarak değerlendirilebilecek olan düşünme tarzının sonucu olmak durumundadır. Belli başlı eğitim felsefeleri insan temelli bir varlık anlayışından

(21)

hareketle onu bir yerde tutma başarısını göstermeye çabalar. Bu da var olan düşüncelerin benimsenmesiyle değil orijinal fikirlerin geliştirilmesine bağlı olmak durumundadır.

Eğitime etki eden felsefeler genel olarak; idealizm, realizm, pragmatizm ve varoluşçuluk olarak sayılabilir. Belli başlı eğitim felsefeleri de daimicilik (Perennialism), esasicilik (Essentialism), ilerlemecilik (Progressivism), yeniden kurmacılık (Reconstructionism), varoluşçu eğitim ve hümanist eğitim gibi eğitim felsefeleridir. “İdealizm felsefede, düşünce veya düşünülen şeyler gibi gözle görülemeyen, elle tutulamayan, uzay ve zamanda yer almayan şeylerin, yani kısaca duyusal, maddi veya fiziksel olmayan şeylerin varlığını kabul etmektir” (Arslan, 1999, s.446). Realizm; “Varlıkların, değerlerin, özelliklerin veya belli birtakım şey türlerinin gerçek, yani insan zihninden veya algılarından bağımsız olarak var olduğunu öne süren görüşe tekabül eder” (Cevizci, 1999, s.370). Ruhçuluk “varlığın temelini ruhta bulan, gerçekten var olanın ruh veya öncelikle ilahi ruh olduğunu öne süren varlık görüşü” (Cevizci, 2011, s.376). “Spirtualizm; ruhu bir realite, maddeden müstakil bir varlık, bedende hareketin prensip ve formunu ihtiva eden bir kuvvet olarak kabul eder” (Toku, 1996, s.19). Materyalizm; “Gerçekten var olanın madde olduğunu öne sürerken, manevi tözlerin varlığını yadsıyan varlık görüşü” (Cevizci, 2011, s.295) dür. Tozlu (2003), esasiciliği herhangi bir felsefi görüşe bağlamak yerine, onun çeşitli felsefelerden faydalanmaya çalıştığını belirtmektedir. Felsefecilerin varlık görüşleri onların bilgi anlayışlarını ve dolayısıyla da eğitim düşüncelerine de etki etmektedir. Çünkü varlık ve varlığa ilişkin fikirler onlara ait bilgileri de gerektirir. Örneğin, Küken (2001) natüralist eğitim için şöyle der: insan doğayla uyumlu sürdürülebilir bir yaşam tarzı oluşturabilir. Natüralist eğitim anlayışı insanı bu amaca götürebilecek önemli araçlardan biridir.

Eğitim politikalarımıza kaynak olacak kendi eğitim felsefemiz yeterli midir? Eğitim için gereken akıl üretilmelidir. Bu akıl ile çeşitli konulara ilişkin düşünceler ileri sürülebilir. Felsefede düşünce işi olduğundan ancak böyle bir zeminden yükselmesi gerekmektedir. Eğitim felsefesi alanında geliştirilecek olan düşüncelerin özgün değer alması onun kendi sosyo-kültürel şartları içinde kavranıp geliştirilmesi ile mümkün olabilir. Eğitimin içeriği, hedefler ve dolaylı olarak da bağlı olduğu felsefi düşünceyle ilişkilendirilerek oluşturulabilir. Hangi görüş, duyuş ve düşünüşün temele alınacağı,

(22)

hangi bilme bağlamına ya da çerçevelerine ağırlık verileceği toplumun felsefi yaklaşımına göre şekillendirilebilir. Benimsenen eğitim felsefesine göre doğaya, topluma uyum sağlamayı veya doğaya egemen olmayı destekleyen ya da insanın kendi eğitim durumunu kendisinin belirlemesini birincil hedef olarak kabul eden zihinsel ve eylemsel belirlemeler tercih edilebilir. Eğitim; amaçlarını, hedeflerini, içeriğini, değerlendirme yöntemlerini belirlerken felsefeden etkilenir ve bu etkileşim sadece belirlemeler açısından kendini göstermez; aynı zamanda eğitim sisteminin amacına ulaşıp ulaşmadığının; öğrencinin hedef davranışları kazanıp kazanmadığının, kazandıysa ne derecede kazandığının, kazanmadıysa neden kazanmadığının saptanmasında da felsefeye başvurulur. Eğitilen kadar eğiticinin yetişmesi konusunda da felsefe ile işbirliği yapılır. İnsanı, bilgiyi bütün nitelikleriyle ele alan felsefenin ve insanı bilgiye ulaştırmanın, insandaki değerleri yükseltmenin yollarını arayan eğitimin söz konusu etkileşimleri sonucunda “eğitim felsefesi” ortaya çıkar.

1.2. Amaç

Eğitim felsefesi alanında genel olarak belli başlı eğitim felsefeleri ile etki eden felsefelere yer verilmekte eğitim felsefesinin geleceğine yönelik veyahut eğitim felsefesinin fonksiyonel olarak eğitim ile ilgili konu ve problemlere temas edip etmediği ile ilgilenilmemiştir. Güncellenme anlamında eğitim ile ilgili alanlarda çeşitli konular ve problemlerin halledilmesinde felsefenin yeteri kadar kullanılmadığı ve ülkemizde eğitim ile ilgili belirli bir eğitim felsefesinin geliştirilmediği herkesin malumudur. Bu yüzden bu alanla ilgili eksikliğin giderilmesi, eğitimin felsefesinin konusu olarak üniversitelerde de yer alması bunun bütün ilgili oluşumlara da ulaşarak etkilemesi önemli bir meseledir. Bu amaçla bu tez çalışmasında eğitim felsefesinin hem geleceği hem de ülkemizde kendi kültürel alt yapısından kaynaklı bir felsefenin olanağı tartışılmaya çalışılacaktır. Bu anlamda eğitim felsefeleri ve bu felsefelere etki eden felsefeler tanıtılarak eğitim felsefesinin kaderi araştırılacaktır. Ayrıca eğitim felsefesinin eğitim sistemlerine adapte eden bazı eğitim sistemlerinin değerlendirilerek kendi eğitim sistemimiz ve dolayısıyla eğitim felsefemiz tartışılmış olacaktır. “Sokrates için eğitim daima gelişen ve gelişmek zorunda olan bir süreçtir ve kişi öğrenmenin bitmeyen sonsuz çabalarına katlanmalıdır” (Küken, 2003, s.383) .

(23)

Eğitim felsefesi, eğitim sistemlerinin geliştirilmesinde ve eğitim uygulamalarının yönünün tayin edilerek tüm sürecin düzenlenmesini sağlar. Program geliştirme sürecinde felsefi temeller belli bir anlayışa göre modellenir bu da tüm öğretime etki eder. Varlık, bilgi ve değerlere ilişkin sorunlar eğitim ve felsefenin ortak sorunlarıdır. Felsefe tarihinde varlık, bilgi ve değerler alanına ilişkin çeşitli düşünceler geliştirilmiş ve bu düşünceler de eğitim faaliyetlerini etkilemiştir. Belirli bir okulun ve onun çalışanlarının felsefesi o okul programının amaçlarını, içeriğini ve yapısını etkilemektedir. “Felsefi meselelerin her zaman okullar ve toplum üzerinde etkisi olmuştur. Büyük ölçüde, bizim eğitim felsefemiz bizim eğitimsel kararlarımızı, seçimlerimizi ve alternatiflerimizi belirler” (Ornstein ve Hunkins, 2014, s.44). Eğitim felsefesi; eğitimin hedeflerinin seçilmesi ve bu hedeflerin toplum, birey ve konu alanlarına uygunluğunun sağlamasında kılavuzluk yapar. Böylelikle seçilen hedeflerin tutarlılığı da sağlanır. Eğitim felsefesi çeşitli bilimsel verileri bir araya getirir, bunları geliştirir, sorgular bunu eğitim bilimleri alanında uygulayarak eğitim faaliyetlerinin dayandığı kuramsal temelleri inceleme ve eğitimi bütün yönleriyle görmede bir kaynak olmaktadır.

“Felsefe eğitimcilere özelliklede program çalışanlarına okulları ve sınıfları düzenlemek için gerekli olan çerçeveyi ya da çerçeveleri sağlar. Okullar neden var, hangi dersler değerlidir, öğrenciler nasıl öğrenir ve hangi yöntem ve materyal kullanılmalı konularında yardım eder. Eğitimin amaçlarını, uygun içerikleri, öğrenme ve öğretme süreçlerini ve okulların vurgulamak zorunda oldukları deneyim ve etkinlikleri belirler” (Ornstein ve Hunkins, 2014, s.44).

Programlar hazırlanırken eğitim programı hangi felsefi yaklaşıma dayanmalıdır sorusu sorularak başlanır. Felsefi yaklaşım merkeze alınan öğeyi ve öncelikleri işaret eder. Temel alınan felsefi yaklaşım ülkenin eğitim felsefesini ortaya koyar. Program geliştirme sürecinde “Niçin?” sorusunun cevabını arar. Program geliştirmenin her aşamasında felsefeden faydalanılır. Eğitim programlarının hazırlanmasında yönlendirici rol oynar, programa anlam kazandırır ve eğitim ortamlarının düzenlemesinde temel oluşturan en önemli öğedir. Temel varsayımları belirlemede ve oluşturmada, hedeflerin iç ve dış tutarlılığını sağlamada, hedefleri önem sırasına koymada, hedefleri sorgulamada felsefeden faydalanılır. Tüm öğeleri ile beraber eğitimi

(24)

çok yönlü ele alır. Felsefe eğitim programının amaçlarını, araçlarını ve sonuçlarına karar vermede bir kriter olarak işlev gösterir.

Toplumlar bireylerin yeteneklerini göreceli olarak geliştirmesi kaderini tayinde önemli olmaktadır. Eğitim felsefesinin geleceği derken tek tek sadece bireylerin değil bütün bir toplumun çalışması ve kendini geliştirmesi kastedilmektedir. Sonucu belli fikri olgulara ulaşılabilir. Bu hemen kısa bir sürede değil nesiller boyunca devam ederek ancak gerçekleşebilir. Bu noktada insan doğasında bulunan iyiye güvenmek gerekmektedir.

Eğitim felsefesinin mahiyeti, işlevi ve geleceği konusunda yapılacak bu çalışmada öncelikli olarak felsefenin ne olduğuna yönelik olarak felsefenin tanımı, niteliği, felsefenin doğuşu, konusu, metodu, sınırları ve problem alanlarına değinilecektir. Devamında ise felsefenin eğitim felsefesi ile daha alakalı olan problem alanları olan ontoloji, epistemoloji, aksiyoloji gibi problem alanlarıyla belli başlı felsefi akımlara yer verilecektir.

Diğer bölümde ise; eğitim konusu ele alınacaktır. Bu bölümde eğitimin tanımı, eğitimin amaçları, metotları ve içeriğine yönelik alt bölümlerde bilgi verilecektir. Ayrıca eğitimin sosyal, tarihi, psikolojik, ekonomik ve felsefi temelleri hakkında tamamlayıcı bilgiler yer alacaktır.

Devamında ki bölümde tez konusuyla doğrudan ilgili olarak eğitim felsefesi konusunda eğitim felsefesinin tanımı, eğitim ve felsefe ilişkisi, eğitim felsefesinin konuları, metodu ve eğitim felsefesini faydalandığı ilimlere yer verilecektir. Devamında ise bu bölüm içerisinde, eğitim felsefesine etki eden felsefelerden idealizm, realizm, pragmatizm ve existentializm felsefeleri tanıtılacaktır. Eğitim felsefelerine etki eden felsefelerden sonra belli başlı eğitim felsefelerinden olan progresivizm, prennializm, essentializm ve reconstructionizmin temel fikirlerine değinilecektir. Bu eğitim felsefelerinin yanında çağdaş eğitim felsefesi akımlarından sanat eğitim akımı, çocuktan hareket akımı, kır eğitim yurdu, iş eğitim akımı, eğitim için iş akımı ve üretim için iş akımlarına da yer verilecektir. Güncel akımlar içerisinde yer alan sibernetik eğitim, bilgisayar destekli eğitim, okulsuz toplum, demokrasi eğitimi gibi eğitim felsefelerinden eğitim felsefesinin işlevlerini de ortaya koyan ilkeleriyle birlikte bahsedilecektir.

(25)

Diğer bir bölüm de ise eğitim felsefesinin gelişmiş ülkelerde ki durumunu ortaya koyma niyetiyle ABD, Almanya, Fransa, Rusya ve Japonya da ki duruma bakılacaktır. Bu bir anlamda bize eğitim sistemlerinin karşılaştırılması olanağı da sağlayacaktır.

Tüm bu bilgilerden sonra eğitim felsefesinin durumunu netleştirme amacıyla eğitim felsefesinin kaderini yani geleceği tartışılmaya çalışılacaktır. Elde edilen bilgiler ışığında bu çalışma sonucunda önerilerde bulunulma amacı güdülmektedir.

1.3. Önem

Felsefe ve eğitim insanoğlunun yaşadığı evreni anlamada en önemli aracı olma durumundadır. Bu nedenle, insanın gelişimi konusunda eğitim ve eğitimin kaynağını ve modelini oluşturan felsefe vazgeçilmez disiplinlerdir. İnsan ve onun dışındaki her şey felsefeyi ve eğitimi ilgilendiren konulardır. İnsan, varlık, değerler alanına ilişkin bakış açısı eğitim sisteminin tüm öğelerini yakından etkiler. Eğitim sistemi yapılandırılırken hangi felsefe ya da felsefelerin temele alınacağı, sistemin nasıl bir insan tipi yetiştirmeyi hedeflediğinin temel belirleyicileri olmaktadır. Eğitim ve bilginin insana daha iyi bir yaşamın kapılarını açtığına inandığı için erdemle bilgiyi özdeş kılan Sokrates bilginin erdeme, erdemin de mutluluğa götürdüğüne inanmıştır. Cevizci (2011), eğitim felsefesini eğitime amaç sunmasının yanında bu amaca nasıl ulaşılacağı konusunda araçlar öneren bir disiplin olarak ifade eder. Bununla birlikte eğitim felsefesi, eğitimi meydana getiren tüm kavramları sorgulayıp çözümler, eğitici faaliyetler sırasında ilke ve kuralların neler olması gerektiğini belirler, öğrencilere aktarılacak değerleri tartışır ve eğitimin sosyal ve politik boyutları ile ilgili olduğunu ifade eder.

Yaşadığımız yüzyılın gerektiği ihtiyaçlar, insanların yaşam boyu öğrenme yaklaşımını eğitim sistemlerinde yer vermeye ve uygulamaya itmektedir. Bu anlamda eğitim sistemleri; “…her insana değer veren, bilgiye ulaşma yol ve yöntemlerini öğreten, etkin rehberlik hizmeti içeren, yatay ve dikey geçişlere olanak veren, piyasa meslek standartlarına uygun, bilgisayar teknolojisini hayatının bir parçası olarak gören, üretime dönük eğitime ağırlık veren, fırsat eşitliğini gözeten bir yapıya dönüşmektedirler. Bu değişim ve gelişmeler doğrultusunda, ülkemizde kaliteli eğitime olan talep her geçen gün artmaktadır…” (KKTC MEB Talim ve Terbiye Dairesi, 2005). DPT’nin (2001) raporuna göre Türk toplumunun 21. yüzyıl insan profili şu nitelikleri barındırmalıdır; “düşünme, algılama ve problem çözme yeteneği gelişmiş, bilgiyi

(26)

yaratıcı bir şekilde kullanabilen, bilgi çağı kimliğine uygun, bilim ve teknoloji üretimine yatkın, kendini tanımaktan ve açıklamaktan korkmayan bireyler” (s.80-85).

Eğitimde bireylere kazandırılacak davranışların-hedeflerin neler olacağına yönelik bir karara varılabilmesi belli bir felsefe veya felsefeleri temele almayı buna ilişkin belirli ölçütler geliştirmeyi ve bunları kullanmayı gerektirir. Eğitim programlarının hedefler, içerik, öğretme-öğrenme süreci ve değerlendirme unsurları, temele alınan felsefelerin ileri sürdüğü ölçütlere uygun olmalıdır. Örneğin pragmatik felsefe temel alınmışsa, eğitim programlarında işlevsel değeri olan şeyler öğretilmeli ve de okuldaki toplumsal yaşam demokratik ilkelere göre düzenlenmelidir. Varoluşçu bir yaklaşıma göre, eğitim sistemi öğrencilerin bireyselliklerini geliştirmeye imkân sağlayacak şekilde yapılandırılmalıdır. Realist veya idealist bir eğitim sisteminin temel amacı insan aklını geliştirmek olmalı, entelektüel eğitime önem vermelidir. Bütün ülkelerde politik, toplumsal ve ekonomik sistemler de benimsenen bir felsefi sisteme dayanır ve bu sistemin özelliklerini gösterir. Kapitalizm de, genellikle idealist ve pragmatist felsefeler, komünist sistemde de materyalist felsefe temel alınır. Eğitim felsefesi de buna göre bu politik, toplumsal ve ekonomik sistemlerin felsefesiyle uyumlu olmak durumunda kalmaktadır. Bu yapılmadığı takdirde topluma uyum sağlayacak insan kaynaklarının yetiştirilmesi sistemler tarafından mümkün görülmemektedir. Buna göre eğitim sisteminin kendi içinde ve dış sistemlerle tutarlılığının sağlanmasında felsefe önemli bir temeli oluşturarak tutarlılığı sağlamış olur. Bunun yanında eğitimin bir araç olarak kullanılabilinmesi yoluyla toplumun belirli bir şekilde dizayn edildiği konusu da belirtilmelidir. “…statükonun eğitim yoluyla nasıl devam ettirildiğinin en güzel örneğidir” (Toku, 1996, s.28). Hâkim olan gücün düşüncesi yine felsefe ile gerçekleşmektedir. Bu noktada felsefenin kullanıldığı, statükoya hizmet eden düşüncelerin bu yolla üretildiği görülebilir.

Eğitim sistemleri, kaliteli bir eğitim sistemi kurma, bir ülkenin kalkınmasını ve gelişmesini sağlayacak nitelikli insan gücü yetiştirme, toplumsal ve kültürel değerlerin korunmasını ve geliştirilmesini destekleme gibi amaçlara yönelik olarak geliştirilirler. “O halde eğitim sistemi, kalkınmanın insan gücü kaynağı ve ekonomik kalkınmanın da itici gücüdür” (Kalaycı, 1988, s.9). Eğitim felsefesinin göz önünde bulundurduğu temel dinamikler ile eğitim sisteminin oluşunda etkili olan unsurlar genel olarak hemen her toplumda benzer olan yönleri barındırır. Eğitim felsefesinin cevap aradığı sorular

(27)

felsefecilerin çeşitli bakış açılarına göre geliştirdiği düşünceleri ile sonuçlanır. İnsan, eğitim, eğitimin amacı, kimlerin eğitileceği, içeriğinin ne olacağı, ne kadar öğretileceği ve ne kazandırılacağı gibi sorular o toplumun sosyo-ekonomik, kültürel ve politik durumunun yansımasıdır. Eğitim sistemimize yapılan eleştirilerde Batının dinamiklerine vakıf olmakta yetersiz olduğu ileri sürülmektedir. Eğitim felsefelerinde bireyin tanımı ve konumu nedir? Bu anlamda bireyin özgürlük problemi önemli bir noktadır. Eğer eğitim felsefelerinde bireye ilişkin verilen öncelik durumu ötelenmişse bu durumda birey araçsal, mekanik bir anlayışta olarak sistemlerin yaşaması ve çarkların dönmesinde yardımcı bir aktör olacaktır. Tam tersi durumda ise her şey bireyin mutluluğuna ve onun kendisini gerçekleştirme gayretini destekleyen sistemler olacaktır. Aralarında ki pratik fark hangi toplumun daha başarılı olduğu ve hangi sistem içerisinde bireylerin daha mutlu olduğu bir gösterge olarak veri sağlayacaktır. Daha başka olarak ileri bir toplum derken bundan kast edilen ekonomi midir, yoksa mutlu bireylerin olduğu bir toplum mudur? Ekonomik gelişmişlik demek mutlu bireylerin olduğu toplum anlamına gelir mi? “Eğitim, çocuğun saadetini geliştirmeyi, hissi olmayan ve imkânsız görünmeyen, pratik ve erişilebilir zengin bir heyecan hayatını asıl gaye olarak bilecektir” (Pressey ve Robinson, 1989b, s.257).

Türk Eğitim Sisteminde genel amaçlar içerisinde yer alan “…iyi bir yurttaş ve vatandaş…” amacı insan anlayışı bakımından onu araçsal bir konuma getirir mi? İşte bu konularda devlet ve toplum felsefeleri etkili olmaktadır. Bunun düzenlenmesinde eğitim felsefeleri etkilenir. Bu halde eğitimin temeli nedir? Amaç kime neye hizmet etmektedir? Eğitim felsefelerine göre kurulan ve işletilen eğitim sistemleri merkeziyetçi, otoriter, resmi bir nitelikte mi yoksa özgürlükçü bir nitelikte midir? Aklın daha bağımsız ve üretken olduğu sistemler hangisinde daha mümkündür? Zorunluluk hangi sistemlerde daha fazla yer bulur? Bu amaçla eğitimde özgürlükçü ve sivil bir anlayışın yer bulması savunabilir. Bu noktada özgürlük derken kavramsal anlamda hayalî değil daha mümkün ve makul ölçüde olması açısından özgürlüğün neye ve kime göre olması gerektiği üzerinde durulmalıdır. Burada özgürlüğü araçsal manada değil de amaçsal olarak düşünmek daha doğru gelmektedir. Ancak bu halde bireylerin kendini gerçekleştirmelerinin mümkün olacağı düşünülmektedir. Eğitimin devlet, din ve dünya görüşlerinden bağımsız olması bu nedenle bazı eğitim felsefecileri tarafından ileri sürülmüştür. Bu sorular ışığında eğitim felsefesinin belirtilen soruları tekrar göz önünde

(28)

bulundurulduğunda eğitim sistemini düzenleyen felsefenin ne kadar önemli olduğu ve tüm bir toplumu nasıl etkilediği, onun geleceğine nasıl etki ettiği daha iyi fark edilecektir.

Yapılan eleştirilerde eğitim sistemleri içerisinde “akla ve düşünmeye” ne kadar yer verildiği daima önemli bir ölçüt olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Varış (1988), J. Dewey’in geçmişteki eğitim liderlerinin önerdiklerinden çok daha büyük ölçüde tecrübe felsefesine dayanan bir eğitim felsefesinin gerekli gördüğünü, belirtir (s.129). Buna göre Türk toplumunun kendi doğasına uygun bir eğitim modeli; bireyi herhangi bir kurum için değil kendisi için geliştiren bu anlamda da ne bireyi toplum için ne de toplumu birey için düzenlemeyen bir eğitim sistemi uygulanmalıdır. “Değerler sınır çizicidir, bilgiler pasif, insan zihni aktiftir. Sınır bilgilere çizilemez, sınır aktif zihin ifadesi olan eylemlerdir” (Öner, 1995, s.194). “…öğretimde pratik ve taklit önemli bir yere sahiptir” (Binbaşıoğlu, 2005, s.2). Binbaşıoğlu’nun tespitine göre eğitim uygulamalarında öğrenme de öğrencinin aktif olması öngörülmektedir.

1.4. Varsayımlar

Bu tez çalışmasının konusu kapsamında ilgili literatüre ait kaynaklar incelenmek istenilen konulara ilişkin yeterli bilgileri içermektedir. Tez çalışmasının içerdiği konular belli başlı konular olup yaygın olarak kaynaklarda yer almaktadır. Sonuç ve öneriler bölümünde yer verilen fikirler var olan durumu göz önünde bulunduran düşünceler olup evrensel ilke ve değerlere temas etmektedir.

1.5. Sınırlılıklar

Bu çalışma eğitim felsefesi alanında ilgili literatürde bulunan kaynaklar ve çeşitli eserler ile sınırlıdır. Ayrıca eğitim, felsefe ve eğitim felsefesi kavramları bu çalışma kapsamında ele alınan konularla sınırlıdır.

1.6. Tanımlar

Felsefe: Yunanca ‘philosophia’ sözcüğünden gelmektedir. ‘Philo’ (sevmek) ve ‘sophia’ (bilgelik) olmak üzere iki kelimeden türemiş bir bileşik sözcük olan ‘philosophia’; bilgiyi, bilgeliği sevme anlamına gelir.

(29)

Eğitim: Bireyin davranışında kendi yaşantısı yoluyla kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme süreci olarak tarif edilmektedir.

Eğitim Felsefesi: Eğitim politikalarına, uygulamalarına yön veren varsayım, inanç ve ölçütleri, tutarlılık ve anlama yönünden inceleyen bir dal olarak ifade edilir.

(30)

İKİNCİ BÖLÜM

2. KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Bu bölümde çalışma konusu ile ilgili olarak literatürde bulunan dokümanlara dayalı olarak açıklamalara yer verilmiştir.

2.1. Kuramsal Çerçeve

Eğitimde hedefler, bireye kazandırılacak olan bilgi, beceri, tutum, ilgi ve alışkanlıklar gibi kendisinin kullanacağı düşünülen özellikler ve ulaşması istenen sonuçlardır. Yapılan tüm faaliyetler bireyin kazanımı olarak kabul edilen bu yeterlikleri gözlenebilir ve kullanılabilir hale getirmeye çalışır. Örneğin; Türk Milli Eğitiminin Genel Amaçları 1973 tarihli 1739 sayılı Temel Eğitim Kanunu’nda belirtilmiştir. Buna göre “Hedefler, öğrenciye kazandırılmak üzere seçilen istendik özelliklerdir. Niçin öğreteceğiz? Sorusunun cevabıdır. Eğitimde hedefler dikey hedefler ve yatay hedefler olarak ikiye ayrılır:

Dikey Hedefler:

a) Uzak Hedefler: Ülkenin politik felsefesini yansıtır. Oldukça genel ve soyuttur. Eğitim Programını yansıtır.

b) Genel (Yakın) Hedefler: Ülkenin eğitim felsefesini yansıtır. Öğretim kademelerinin ve okulların hedefleridir. Uzak hedeflerin yorumlanması ve ayrıntılandırılmasıdır. Öğretim Programını yansıtır.

c) Özel Hedefler: Genel hedefler doğrultusunda belirlenen derslerin hedefleridir. Bir ders düzeyinde öğrencilerin kazanması gereken özellikler ve davranışlardır. Dersin ya da ünitenin hedefleridir. Mesela; Türkçe dersinin hedefleri, ünite hedefleri, konunun hedefleridir. Bu ders programını yansıtır” (Milli Eğitim Temel Kanunu [METK], 1973: madde 2). Yatay hedefler ise; bilişsel, duyuşsal ve devinişsel alan hedeflerini gösteren hedeflerdir.

Şeker (2014), hedeflerin belirlenmesi konusunda öncelikli olarak toplum, birey, konu alanı ve doğayı göz önüne alıp, bunlardan birine ters düşmeden, onlarla uyum içinde olacak şekilde hedefler aday hedefler olarak belirlenir. Aday hedeflerin

(31)

belirlenmesinden sonra ise bu hedefler eğitim felsefesi, eğitim psikolojisi, eğitim ekonomisi, eğitim sosyolojisi süzgeçlerinden geçirilir. Bu süzgeçlerden birine takılan aday hedef elenir, diğerleri kesinleşmiş hedef haline gelir.

Görüldüğü üzere eğitimde hedefler konusu eğitimin tüm süreçlerinin en temel öğesi olarak doğrudan felsefe ile ilişkilidir. Eğer hedeflere ulaşma amacı ile yapılandırılmış bir eğitim sistemi problemler içeriyor, istenilen düzeyde verimlilik sağlayamıyorsa bu anlamda felsefi sorgulamaya dayalı olarak eğitim sistemi analiz edilerek sorunlar tespit edilmeye çalışılır. Bu noktada eğitim felsefesi hem süreç olarak bir görevi yerine getirirken ürün olarak da bir takım sonuçları sağlar. Bu tez çalışmasında felsefenin yeri ve işlevleri gösterilerek eğitim felsefesinin önemi daha ayrıntılı ve somut düzeyde gösterilmeye çalışılmıştır.

Kısaca eğitim felsefesi; eğitimin ne olduğu, eğitim ile ilgili kavramların analiz edildiği, eğitim ile ilgili temel etkenlerin konu edildiği bir disiplin alanı olarak eğitime yön verir. Özellikle “Sanayi Devrimi" sonrasında eğitimin okullar yoluyla kurumsallaşması ve yaygınlaşması ile birlikte eğitim felsefesinin de daha belirgin bir disiplin olmak yönünde geliştiği görülmektedir. Eğitim tarihi çok eskilere dayandırılmaktadır. Buna göre çeşitli uygarlık, toplum ve kültürlerde farklı anlayışlara sahiptir. Bu anlayışların da belirli düşüncelere, felsefelere bağlı olarak geliştirildiği düşünülebilir. Antik Yunan da Sokrates ve Platon felsefelerinde sistematik olarak yer verilen eğitim, araçsal olarak ideal bir toplum düzenini sağlama görevinde bulunmaktadır. Bu sistem içerisinde eğitim ontolojik, epistemolojik ve etik değerler temelli olarak düzenlenmiştir.

Bunun yanında eğitimin sosyal politik olanla ilgisi bağlamında eğitim politikası toplumun düzenlenmesi anlamında oluşturulmuş olduğu görülebilir. Tüm bu genel yönleri itibariyle eğitim felsefesi kavramsal analiz, eleştirel yöntem ve sistematik felsefeler içerisinde yer alan tarzlarda yaklaşım gösterir.

“Nasıl bir eğitim?” sorusu özellikle eğitim filozoflarının üzerinde çalıştıkları bir sorudur. Filozoflar, öncelikle eğitim ve eğitimin amaçları üzerinde düşünceler geliştirmiştir. Bu bağlamda: İdealizme göre eğitim, insanı doğru, iyi ve güzel olana ulaştırmaktır. İdealist eğitimin amacı değerler dünyasını öne çıkarmaktır. Bu doğrultuda bireylere ilişkin amaç, onu yüksek değerlere ulaştırmaktır. Eğitilenin kişiliğinin gelişmesi, aklını kullanabilmesi için eğitim sistemi ve ona bağlı organların gerekli

(32)

ortamı sağlayacağı düşünülmektedir. Realizme göre ise eğitim, kültürün kuşaktan kuşağa aktarılmasını sağlamaktadır. Eğitim genellikle bireyi, içinde bulunduğu topluma hazırlar. Realist eğitim doğrultusunda bilgiyi elde etmek için bilimsel yöntem ve veriler kullanılması gerekmektedir. Pragmatizme göre eğitim, değişmeye ve gelişmeye sürekli açık olan, bilimsel yöntemleri kullanan, sorumluluklarının farkında olan, bilinçli bireyler yetiştirmek öncelikli hedefler arasındadır.

Eğitime etki eden felsefelere dayalı olarak geliştirilen eğitim felsefeleri kuramları; progresivizm (ilerlemecilik), prennializm (daimicilik), essentializm (esasicilik), reconstructionizm (yeniden kurmacılık), varoluşçu ve hümanist eğitim felsefeleridir. İlerlemecilik pragmatik felsefeye dayalı olarak bu felsefenin eğitime uygulanmasıdır. İngiliz amprizmine bağlı olan felsefe C. S. Peirce tarafından geliştirilmiştir. J. Dewey ve W. James tarafından yaygınlaştırılmıştır. Prennializm temelleri Platon ve Aristo felsefesine dayalı olan bu eğitim felsefesi realizm ve idealizm etkisindedir. Bu görüşe göre eğitim değişmez olana uyumu sağlayıcı olmalıdır. Essentializm olarak adlandırılan eğitim felsefesi idealizm ve realizm felsefelerine dayalıdır. Kültürel bir varlık olarak değerlendirilen insan, bu eğitim anlayışında insanlığın mirası olan bilgi ve beceriye dayalı olarak yetiştirilmek istenir. Reconstructionizm ilerlemeciliğin devamı olarak düşünülen eğitim felsefesine göre eğitim toplumun yeniden oluşturulmasını sağlamalıdır. Varoluşçu eğitim felsefesinin eğitim anlayışı insanın kendini gerçekleştirmesine imkân sağlayacak bir eğitimi öngörmektedir. Hümanizm eğitim anlayışının felsefi temelleri Abraham Maslow ve Carl Rogers’ın düşüncelerine dayalı geliştirilmiştir. İlerlemeci eğitim anlayışı ile Hümanist eğitim anlayışı bireysel özelliklerin geliştirilmesi noktasında benzer özellikler taşmaktadır. Hümanist felsefede asıl olan insandır ve kendini gerçekleştiren bağımsız bireylerin yetiştirilmesi amaçlanır.

2.2. İlgili Araştırmalar

“Eğitimin nasıl olması gerektiği?” konusu ile “nasıl bir insan yetiştirilmelidir?” konuları “nelerin öğretilmesi gerektiği?” eğitim felsefelerinin ilgili olduğu genel sorulardır. Bu sorular bir yönüyle bireye işaret ettiği gibi diğer yönüyle de topluma ve kurumlarının yapısına işaret etmektedir. Bu felsefelerin yaklaşımına göre eğitim konusu araçsal veyahut amaçsal olarak ele alınmaktadır. Klasik eğitim felsefesinde; eğitim daha

(33)

kapsamlı olarak düşünülür ve toplumu düzenleyici bir şekilde ele alınır. Bu eğitim felsefeleri genelde toplumu dizayn eden ahlaki ilkelerden kaynaklı bir içeriğe sahiptir. Analitik eğitim felsefesi; eğitimle ilgili olan kavramları açıklığa çıkarma göreviyle hareket eder. Böylelikle eğitim, öğretim, öğrenme ve okul gibi kavramların ne olduğu ve eğitimin amaçlarının gerçekte ne anlama geldiği açıklanmaya çalışır. Eleştirel eğitim felsefesi; toplumsal, ekonomik boyutuyla ilgili olarak eğitimi daha çok araçsal olarak tanımlayıp o şekilde düzenleyerek işe koşan hâkim anlayışların düşüncelerini açıklığa çıkararak adil bir yaşamın sağlanmasına dönük olarak düşünceler geliştirmek ister. Bu felsefeler bireylerin özgürlük, eşitlik temelli haklarına dayalı bir eğitimi bireylerin bilinçlenmeleri yoluyla gerçekleştirerek sağlamaya çalışır.

Eğitim felsefelerinde genel olarak sınıflandırdığımız bu üç yaklaşım görülmektedir. Eğitimle ilgili düşünce geliştiren her felsefeci; çalışmalarında bireysel, toplumsal ve konu alanına dayalı olarak eğitimi sorgulamıştır. Bunun sonucunda bu üç alandan birini daha çok öncelediği görülmektedir. Ayrıca eğitim felsefesi alanında ilgili literatürde eğitim felsefesinin çeşitli medeniyetlerde ki yerini, filozoflarını inceleyen çalışmalar bulunmaktadır. Ülkemizde ise çeşitli fikir insanlarının eğitime yönelik görüşlerini de kendisine konu eden çalışmalar bulunmaktadır. Bu çalışmalar da fikir insanlarının eğitim hakkında ki görüşleriyle eğitime yönelik katkıları belirtilmek istenilmiştir. Bu anlamda hem yerel hem de evrensel eğitim felsefeleri kavramsal analizler ile etik değerlere vurgu yapan eleştirel çalışmalar olduğu yönünde değerlendirilebilir.

Eğitimde hedefler eğitim sürecinin düzenlenmesi ile birlikte eğitim yoluyla elde edilecek bilgilerin neler olması gerektiği konularında belirleyici olmaktadır. Bu hedeflerin günümüz dünyasındaki yeri ve önemi ihtiyaçlara ne kadar dayalı olduğu ile ilgilidir. Ancak bu olumsuz mana da eleştirilebilir. Evrensel, etik değerlere yer vermesi ve bu duyuşsal becerilerin geliştirilmesi amacına yönelik bir eğitim felsefesinin alanda pek yeterince yer almadığı düşünülmektedir. Özgürlük ve bireysel gelişimin kaderi artık küreselleşen dünyada sadece o bireyin kültürel sınırlarına bağlı olmamakta diğer toplum ve kültürlerin durumlarından da etkilenmektedir. Kaliteli ve huzurlu bir yaşamı sağlama amacında olan bir eğitim düşüncesi daha sivil bir yaklaşıma ihtiyaç duymaktadır. Bu çalışmada yaklaşım olarak insanı önemseyen düşüncelere yer verilmek istenilmiştir.

(34)

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3. YÖNTEM

Çalışmanın bu bölümünde izlenen araştırma yöntemi, veri toplama süreci, uygulama sürecinin detayları, veri analiz süreci ve toplanacak verilerin nasıl analiz edildiği ele alınmıştır.

3.1. Araştırmanın Modeli

Bu çalışma, araştırma konusu ile ilgili literatürün taranmasına dayalı olarak gerçekleştirilmiştir. İlgili literatürün taranması; araştırma konusuyla ilgili bilgilerin araştırılarak bulunması için yapılır. Araştırmanın konusunu içeren dokümanların sistematik biçimde betimlenmesi ve tasniflenmesi bu yolla sağlanır. Literatür taramasında daha sonraki aşamada ise elde edilen verilerin analizi yapılır. “Literatür taraması ilgilenilen konuyla ilgili bilgilerin bulunması, araştırmaya kuramsal bir temel kazandırılması ve benzer çalışmaların sonucunu görmeyi sağlar” (Büyüköztürk, Çakmak, Akgün, Karadeniz, Demirel, 2013, s.45). Literatür taraması araştırma kapsamı içerisinde çalışma konusuyla ilgili olmalıdır. Sonuçlar özet şeklinde sentezlenmelidir. İhtilaflı alanlar belirlenmelidir. Ayrıca konuyla ilgili gerekli olan sorulara da yer verilmelidir. Bu amaçla çalışma konusuyla ilgili olan dokümanlar incelenmiş, o zamana değin yapılanlara bakılmıştır. Bu da konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmuştur. Daha önceki çalışmalar çalışma konusu için mantıksal bir temel sağlamıştır. Literatürdeki eksikliklerin görülmesi yapılan çalışmanın önemini belirtmiş olacaktır. Ayrıca daha önceki çalışmaları bilmek çalışmanın sonucunu tahmin etmeyi sağlamıştır. Bu da çalışmaların ne derecede verimli olduğunu göstermeye yardımcı olmaktadır. Konu ile ilgili literatürün taranmasına dayalı olarak yapılan bu çalışmaya; eğitim, felsefe ve eğitim felsefesi alanıyla ilgili bilgileri içeren yazılı kaynaklar, dokümanlar dâhil edilmiştir.

3.2. Verilerin Toplanması

Literatür taramasında veriler çalışmanın sonunda toplanmaz veri toplama süreci süreklidir. Bu çalışma sürecinde de veriler belli bir süre kapsamında değil sürekli olarak

References

Related documents

– There is no limit to the number of times a single image can be licensed and no direct cost to its supply to the purchaser of the license.. – Hence pricing is driven by

Specifically, within this study's ASD sample, 14 children had a diagnosis of autism (e.g. Given that data was only collected in n = 6 PDD-NOS and n = 6 Asperger children, it was

The study is specifically focused on the following: 1 the socio-economic background of rickshaw pullers in north-east Delhi, 2 the economic status of migrant rickshaw pullers'

This tutorial provides a brief overview on the development and progress of sensing concrete, putting emphasis on the definition, classification, electrically conductive

We propose a model in which WRKY1 repressor physi- cally sequesters barley MYB6 from binding to the promoter of downstream target genes to prevent uncontrolled cell death and

Terapeutul şi clientul evaluează abilitatea clientului de face un contract şi fiecare client care nu poate sau nu vrea să facă un contract ferm de a nu se sinucide sau de a nu

The price gains registered by 13 counters (FMB, ILLOVO, MPICO, NBM, NBS, NICO, NITL, PCL, REAL, STANDARD Bank, Sunbird Tourism Ltd, TNM and OML) were the major drivers

There were 16 different antibiotic resistance patterns among the diarrheagenic E.coli (diarrhea and control strains grouped together). One isolate from a diarrhea case,